Ezber bozmak!
Retoriğin kendisi gibi pek sık kullanılan bir retorik de, "ezber bozmak!" Kullanması kolay da, uygulamak o kadar kolay değil. Ezberi bozmak yani...
***
Ne diyor, Türkiye'nin öne çıkmış düşünürleri? "Kuzey Irak'ta Kürtleri tercih eden Amerika, bunda ısrar ederse Türkiye'yi ebediyen kaybeder." Bir çeşit tehdit... Ya da hatırlatma...
***
Başka bir kısım ne diyor: "Aman Amerika bizi kaybetmesin!.. Kaybederse çok şey kaybeder." Aynı şey yani...
***
İşte bu bir ezberdir. Soğuk savaş şartlarında oluşmuş, yıllarca devam etmiş ve Türkiye'yi Amerika'nın uydusu haline getirmiş bir ezber... Devasa askeri ve ekonomik yapısı ile dünyaya hükmetmeye çalışan Amerika ile Türkiye arasında kurulmuş, eşitsiz bir ittifak diyelim.. Halihazırdaki sonucuna bakın, bu ittifakın ne kadar eşitsiz ve adaletsiz olduğunu görürsünüz. Amerika'nın Türkiye'ye sunduğu tercih: "Ya teröre katlanırsın ya da savaşta benim oyuncağım olursun!"
***
O halde bizim yönetenlerimiz, düşünürlerimiz, yazar çizerimiz, niçin eski ezberlerini bozup da şöyle diyemiyorlar: "Amerika isterse bizi kaybedebilir. Ama biz kaybolmamaya yeminliyiz." Dünyada her kim olursa olsun, Türkiye olarak onurlu, haysiyetli ve gururlu bir işbirliğinden yanayız. Yeni ezberimiz neden bu olmasın? Kuzey Kore veya İran olalım demiyorum, ama dayatmalar stratejisinden çıkalım artık diyorum. Ayrıca, bir ülkede böylesine bir hafıza kaybı nedir, söyler misiniz? Bizim AB ortaklığı gibi bir startejik hedefimiz yok muydu ki?..