Bir kadın var...
Kara sevdasını kilim diye, ayaklarının altına sermişler, çaresiz kalmış. Yere düşse de gül, yine güldür. Burnu yere düşmüş de, eğilip almamış. Masallarında kalmış çocukluğunun. Boşa kürek çekmiş acılar denizinde. Uzak şehirlerde yanıp sönen ışıkları, yıldız sanmış. Gülmeyi unutmuş yüzü, acılardan usanmış.
***
Bir kadın var... Düşlerine bıçak atılmış, kim bilir kaç gece. İnatla umuda nöbet tutmuş. Özlemleri üşümüş, gözyaşlarını kurutmuş gizli gizli. Gerçekler geçit vermemiş, hayallerine. Çocuklarına analık ederken, kadınlığını unutmuş.
***
Bir kadın var... Her sabah, yeni hüzünlere göç etmiş yüreği. Kaderine direnmiş, yılmamış çalışmaktan. Saçlarında ölümün çizgileri çoğalmış. Bu şehir üstüne yıkılmış da, onuru ayakta kalmış...
***
Bir kadın var... Ülkedeki namuslu herhangi kadından biri. Akşam olunca çekiyor perdeleri. Gözleri rimel görmemiş. Karanlıklarda yaşama filiz veriyor. Çocuklarının üzerinde geziniyor elleri.
***
Bir kadın var... Her sabah yufka gibi açıyor yüreğini kavgaya. Cebindeki bilet parasını yoklamadan sokağa çıkamıyor. Pazar sonlarına uzanıyor ayakları, vitrinlere göz ucuyla dahi bakamıyor. Ense köküne ağrılar giriyor zaman zaman, nefesi daralıyor!
***
Bir kadın var... Çekecek ne çok çilesi varmış meğer, ömrünü vermiş de bitmemiş. Talih bir kez olsun gülmemiş yüzüne, kadere isyan etmemiş. Şerefiyle namusuyla yaşıyor.
***
Bir kadın var... Yıllar onu ezip geçmiş. O, bir karıncayı bile incitmemiş.