Büyükanıt'tan mesajlar
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ABD'de yaşayan Türkler'e bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında, Türkiye'nin "bölünmez bütünlüğüne" ve "rejimin niteliklerine" atıfta bulundu. Kimsenin, Türkiye'nin bölüneceğinden ve Anayasa'sıyla belirlenmiş rejimin dışına çıkacağından korkmaması gerektiğini söyledi. "Kimse korkularının ve duygularının esiri olmasın. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün kurduğu cumhuriyettir ve bu cumhuriyet, rejimiyle, temel ilkeleriyle sonsuza kadar var olacaktır" dedi. Maalesef ülkemizde, milletimize sürekli iki çeşit korku aşılanıyor: "Memleket parçalanacak", "Laik cumhuriyet ortadan kalkacak" Orgeneral Yaşar Büyükanıt, kendimize güvenmemiz gerektiğini söylerken, acaba kime mesaj verdi? 1) PKK'ya ve terör örgütünü himaye eden devletlere... Talabani ve Barzani'ye, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimine... 2) Rejim meselesinde ise "Acaba hedef hükûmet mi?" diye düşünülebilir. Çünkü kimilerinde, AK Parti'nin gizli bir gündemi olduğu endişesi mevcut. Büyükanıt, belki de, bu endişeyi duyanlara "Kaygılanmayınız, biz buradayız" mesajını veriyor; onları, siyasgelişmeler karşısında soğukkanlı davranmaya davet ediyor.
***
İşin aslına bakılırsa, bugünkü dünyamızda "lâf ile peynir gemisini yürütmek" kolay değil. Amerika'nın işgal ettiği Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulursa, böyle bir gelişmeyi ülkemiz açısından tehlikeli görenler fiilen ne yapabilir? Kuzey Irak'a müdahale edebilir miyiz? Bizim yapabileceğimiz, sadece, diplomatik ilişkilerle PKK'nın himaye görmesini önlemek ve yurt içinde bu örgüte karşı kararlı bir mücadele vermekten ibarettir. Rejim konusuna gelince... Marjinal gruplar hariç, etkili hiçbir kurumun cumhuriyetin laik niteliğini değiştirmeye yönelik düşünceleri olduğunu tahmin etmiyorum. Zaten, böyle bir varsayım üzerine kim nasıl tedbir alacak? Yeni bir darbe mi olacak? Bu da mümkün değil. Zira o zaman, Anayasa'da yerini bulan, cumhuriyetimizin başka nitelikleri, "demokratik hukuk devleti" rafa kaldırılmış olmaz mı? Büyükanıt sözleriyle, millete güven aşıladı; korkuların eseri olunmaması gerektiğini söyledi. Hâlâ 1920'lerin endişeleriyle yaşayanların sükûnet bulacağını umut ediyorum.