Dış politika üzerinden iç siyasette kazanç sağlamaya çalışmak, ülke menfaatlerine aykırı bir durum. Sözgelimi, Irak'taki gelişmeler ve ABD'nin tavrı dolayısıyla, tek başına bir iktidar sorumlu tutulamaz. Geçmişte yapılan hatalar var; ihmaller var. Dünya konjonktürünün etkileri var... Ne Kuzey Irak, ne Kıbrıs, ne AB ile münasebetler, bugünün işi değil. Amerika Birleşik Devletleri izin vermedikçe, Kuzey Irak'a operasyon yapmak mümkün mü? Mehmet Ağar, "savaştamtamlarıçalanları" haklı olarak eleştiriyor. Kaldı ki Türkiye, daha önce Kuzey Irak'a, hem de bölgenin Kürt liderlerinin katkısıyla çeşitli operasyonlar düzenledi. Bunların arasında en önemlisi, 1995 yılında gerçekleşen harekâttı. Tansu Çiller Başbakan'dı; operasyonu da Hasan Kundakçı Paşa yönetti. Amaç, PKK'nın Kuzey Irak kamplarındaki teröristleri etkisiz kılmak, bu kampları kullanılmaz hale getirmek, eğitim ve lojistik sağlayan tesisleri ortadan kaldırmak, sınıra yakın karakollara saldırıları önlemekti. Birlikler, 350kilometrelikTürk-Iraksınırıboyunca,40kilometreyevaranderinliktekibilinenvetespitedilenbütünkamplara36saatiçindegirdiler; bölgeyi kontrol altına aldılar. 20 Mart'ta başlayan harekât, 3 Mayıs'a kadar devam etti. Birliklerin son kısmı, 3 May ıs 1995'te Irak'tan çekildi. Hasan Kundakçı Paşa, "Güneydoğu'daUnutulmayanlar" adlı kitabında (Alfa Yayınları) ÇELİK-1Operasyonu sonunda, 13'ü sağ olmak üzere yüzlerce teröristin etkisiz kılındığını belirtiyor. Eğitim, lojistik tesislerinin ortadan kaldırıldığını, kampların kullanılmaz hale getirildiğini, teröristlerin aynı bölgeye dönüp gelmesi halinde tuzaklar hazırlandığını söylüyor. O tarihte çok iyi hatırlıyorum, hepimiz gurur duymuştuk ve "Terörünkökükazındı,enazındanPKK,artıkKuzeyIrak'tanbeslenemez" diye düşünmüştük. Şu hale bakın ki, gene, Kuzey Irak'tan sınırlarımıza sızar hale geldiler. Demek, operasyonla, nihabir sonuç alınamıyor; teröristlerin kökü kazınamıyor. Şu anda, "KandilDağı'naABDniçinsaldırmıyor?" diye düşünüyoruz ya... Saldırıyla, kesin çözüme ulaşılamayacağı, sürekli bir denetim gerektiği anlaşılıyor. ABD'nin Irak birlikleriyle gerçekleştirdiği son Mahmur operasyonu da bir şey ifade etmez. Biz, bugünkü ateşkes şartlarından yararlanarak, Türkiye'nin içindeki bataklığı kurutmaya çalışmalıyız. Bakın Ferhan Şensoy, Diyarbakır'da sahnelediği bir oyunda PKK'lılardan "terörist" diye bahsettiği için seyirci onu protesto edip salondan ayrılabiliyor. Önce kendi insanımızın PKK'ya sempatisini kırmayı başarmalıyız. Kendi dağlarımızı terör örgütünden temizlemeliyiz. Elbette Kuzey Irak'tan sızmalar da önemli. Bu sızmaları, ancak, Kuzey Irak'taki Kürt varlığı ve liderleriyle işbirliği yaparak engelleyebiliriz. Çünkü tek bir operasyonla sorun çözülmüyor. Sınırın iki tarafında iyi niyet ve sıkı denetimin devam etmesi gerekiyor.