Irak'ta kazananlar, beklentiler ve hassasiyetler
Prof. Gökhan Çetinsaya, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) için bir Irak dosyası hazırladı. Irak meselesinin fotoğrafının çekildiği bu rapordan önemli bulduğum bazı hususları okurlarımla paylaşmak istiyorum. * Bu süreçten en büyük kazancı, stratejik ağırlığı artan İran sağladı. Irak, Şii Arapların merkezhükûmete ve dış politikaya hâkim olduğu bir ülkeye dönüştü. Amerika, I rak'ta istikrarı sağlamak için İran'a muhtaç duruma düştü. Ortadoğu'da, (Bahreyn'de % 60, Kuveyt'te % 30, Suudi Arabistan'da % 14, Lübnan'da % 32 oranında bir nüfusa sahip) "Şiikuşağı" oluştu. Bu politik kuşak, aynı zamanda Şiilerin kontrolünde bir "petrolkuşağıdır." * Bölgedeki Arap ülkeleri, Irak'ın güçlü bir Arap ülkesi olarak, denklemden çekilmesini ve bu denklemin İran merkezli bir Şii kuşağı tarafından doldurulması ihtimalini endişe ile karşılıyor. * Şii Arapların, ABD öngörüsü dışında radikalleşmesi, Kürtlerin dengeleyici unsur olarak merkeze yaklaşmasıyla neticelendi. Kürt gruplar, ancak geniş bir otonomi ve gevşek federalizmle Irak'ın içinde kalmaya razı edildiler. Türkiye, eskiden beri, Türkmenlere yapılan haksızlıkları ya görmezden gelmiş ya da protestolarla geçiştirmişti. Çünkü, Ankara, Türkmenleri bir faktör olarak gündeme getirdiğinde, bunun karşılığında Bağdat'ın da Kürt kartını oynayacağı endişesini taşımıştı. 1991 sonrasında ise Türkiye'nin ve Türk kamuoyu ile medyasının Türkmenlere yönelik hassasiyeti artmıştır. Bunun Türkiye'nin güneydoğusuna olumsuz yansımaları olabilir. Türkmenlerle Kürtlerin sürekli birbiriyle ilişkilendirilmesi, Türkiye'nin Irak'ta manevra alanını daraltmaktadır. * Türkiye'nin ve Türkmenlerin beklentilerinin aksine, Kerkük'ün Kürt bölgesine dahil edileceği anlaşılmaktadır. Bu konuda Şii ve Sünni Araplardan beklenen destek gelmemiştir. * Irak'ın güçlü ordusunu ve Arap kimliğini kaybetmesi, Türkiye'yistratejikbakımdanöneçıkarabilir. Fakat, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan sorunlar, bölgede ortaya çıkan bu potansiyelin kullanılmasını sınırlamaktadır. Türkiye, kısa ve uzun vadede KuzeyIrak'takurulanKürtFederalBölgesi'ninsiyassosyalvekültüreletkilerinihissedecektir. Uzun vadede, Kuzey Irak'ta, özellikle 1991 sonrası genç kuşak arasında, bağımsızlık ve panKürt milliyetçiliği hareketinin ivme kazanması beklenmelidir. İki sınır arasında, zaten güçlü olan aşiret ve tarikat bağları mevcuttur. Bu yüzden Kuzey Irak'taki gelişmeler, Türkiye'yi doğrudan etkileyebilecektir. * Türkmenlerin durumunun olumsuz gelişmesi ya da Kerkük'ün Kürt Federal Bölgesi'ne dahil edilmesi, Türkiye iç politikasında gerilimlere yol açabilir. * Türkiye, Kürtmeselesini,Irak'lailişkilerindebirfaktörolmaktançıkarmalıdır. * Türkiye, Kuzey Irak'ta uzun vadede bağımsız bir Kürt devleti kurulması ihtimaline hazırlanmalıdır. Bunu hesaba katarak güneydoğu meselesini çözüme kavuşturmalıdır.