Siz Türkiye'nin neresindensiniz?
Hemşehrilik damarlarımız pek kabarıktır, memleketimize nostaljik bağlılığımız da... Sıla, bizler için herşeyden önemlidir. Ama asıl kendimize sormamız gereken şey şu: - Acaba ben memleketin neresindenim? Daha doğrusu şöyle: - Ben Türkiye'nin hangi dilimindenim?
***
İstatistik kurumu gelir dağılımından aldıkları paylara göre, memleketteki 17 milyon hane halkını, 20 dilime bölüyor. En yukarıdaki yüzde 5'ten, en alta doğru yüzde 5, yüzde 5 gidiyor. En dipteki yüzde 5 (yaklaşık 3 milyon 335 bin kişi), son nefesini vermek üzere ve hatta hâlâniye vermedi merak konusu. Çünkü, toplam gelirden aldıkları pay, hane başına ayda 190 lira. Bitir bitirebilirsen!
***
Orta yerlerdeki bir dilimde yer tutmuş olan bir ailenin durumu ise üç aşağı beş yukarı şöyle: 10. veya 11. dilimdeki ailelerin aylık gelirleri, 918 lira ila 996 lira arasında geziniyor. Bunlar toplam gelirin ancak yüzde 4-5'ini elde edebiliyorlar.
***
En dipteki yüz 5'ten tam ortadaki yüzde 5'e gelindiğinde, bu memlekette yaşayan insanların yarısını gözden geçirmiş oluyorsunuz. Yani 8-9 milyon civarında aileyi alıyorsunuz. Toplam gelirden elde ettikleri pay ne kadar biliyor musunuz: Yüzde 24-25!.. Yani ahalinin yarısı, gelirin 4'te1'ine talim ediyor. Demek ki, öteki yarısı da gelirin 4'te3'ünü paylaşıyor.
***
En tepedeki yüzde 20'nin içine girememişse de, kendi altındaki 15 dilimi sollamış olan 16. hanede oturanların aylık hane geliri, bin 587 lira... Eh, işte ancak ucu ucuna getirebilecek bir tablo... Demem o ki, Türkiye'de orta direk falan kalmamıştır. Orta direk faka basmıştır. Fakat buna karşılık, en tepedeki yüzde 20'lik kalantor kategori (15 milyon kişi),toplam gelirinyüzde 44'ünü paylaşmaktadır. Yuvarlak hesap şöyle: En üstteki yüzde 20, neredeyse gelirin yarısını almakta, buna karşılık aşağıdaki yüzde 60'lık kesim sadece toplam gelirin 3'te 1'ini paylaşmaktadır.
***
Sonuçta karşımıza şöyle bedbaht bir tablo çıkmaktadır: Ailelerin hangi dilimde bulundukları, gelirden ne kadar pay aldıkları tabii ki çok çok önemlidir ama daha da önemlisi şudur: En altta yer alan ailelere göre, aslında hiç de parlak bir durumda olmayan orta dereceki ailelerin gelirleri bile, ulaşılması imkansız gelir gibi görünmekte, bu da psikolojik ve kültürel olarak tedavisi imkansız güvensizlik ve umutsuzluk yaratmaktadır. Gelir dağılımı adaletsizliği yenilmeden Türkiye oksijene kavuşamaz.