Doğru anlamak DenizBaykal, bütçe tartışmalarının son raundunda, tetikleyici bir söz sarf etti: Dedi ki: - Başörtüsüsadecekadınlarınsaçlarınıörtmeyeyarar,eşlerinayıplarınıörtemez. Meclis bir anda karıştı. AKP'li vekiller, parti liderlerine ve hatta oliderineşine ağır söz sarf edildiği zannıyla Baykal'ın üzerine yürüdüler.
***
Ben DenizBaykal'ın avukatı değilim. Doğrusunu isterseniz, başörtüsü veya türban üzerinden yürütülen siyaset de resmen ve fiilen kabak tadı vermiş durumda. Fakat Meclis'te sarf edilmiş bir sözü, o sözü dinleyenlerin doğru anlamak ve doğru algılamak gibi bir mecburiyeti bulunduğunu da bilmek lazım. Elbet, siyasette taraf olanlar zaman zaman bazı sözleri yanlış anlamayı bilerek ve isteyerek yapabiliyorlar. Ama bizim durumumuz böyle değil.
***
DenizBey, herhalde şunu söylemek istemişti: - Birkadınınbaşınaörttüğüörtü,eşininayıplarınıörtmeyeyetmez. Bir düşünelim: Gerçekten de böyle değil midir? Türkiye'de erkek; ama inancı, ama itikadı ama kültürü, ama sosyal aidiyeti bakımından eşinin başını örtmesini ister veya kadın sırf kişisel tercihi için kendi başını örter. Buraya kadar konu kişisel tercihtir veya inançsal bir dışavurumdur.
***
Peki başını örten bir kadının eşi, ekonomik ve politik hayatta ayıplı işler yapıyorsa, karanlık ilişkilere girişiyorsa, suça iştirak ediyorsa, o başörtüsü bütün bunları örtmeye yeter mi, yetmeli midir? Bence sorun burada. 1 hafta önce ihalelerde türlü dolaplar çevirdikleri iddiası ile çok sayıda müteahhit, bürokrat ve işadamı gözaltına alındı, birçoğu tutuklandı. Eşlerinin başlarının örtülü olması, içine sürüklendikleri kirlilikten onları kurtarır mı? Hayır. Eşinin başı örtülü bir adamın, gözünü kırpmadan karşılıksız çek imzalayabildiğini görmekteyseniz, Baykal'ın sözünün gerçekliği yansıttığını kolayca anlayabilirsiniz. Bana göre Baykal, belden aşağı vurmak için değil (Böyle bir şey yapması büyük ayıp olurdu) bir gerçeği vurgulamak için sarf etmişti o sözleri... Uhrevi bir dış görünüş, dünyevi kabahatleri ortadan kaldırmaz.