Kirli denizler
Çocuktum, denize inen küçük patika yollardan geçerdim. Ahşap evler vardı, insanlarda sevgi, saygı. Suyu çeşmeden içerdim. Çeşmelerin önünde sıra sıra kadınlar. Sırasını bize verirdi her biri. "Terli terli içmeyin oğlum" derdi. Hepsi de bizleri kendi oğlu gibi severdi.
***
Sokakta kalabalık yoktu, denizde balık çoktu. Palamudu bilirdim, tezgahta kız gibi oynardı. Kızlar nasıl oynardı, o yaşta bilmezdim oysa. Kulağımı çekerdi abiler. "Ağzından çıkanı kulağın duysa..."
***
Pencerelerden çiçekler sarkardı, çocuklar gibi. Yaşlı bir nine, elini çenesine dayamış mahşer gününü beklerdi belki. Ben yolda bulduğum 10 kuruşu, cebimdeki 10 kuruşa eklerdim. Ankara Gazozu mu içerdim neydi. Yaşamak güzel şeydi. Tanımadığım sokak köpeklerinden kaçardım. Pabuç yoktu ayaklarımda, uç uç böcekleri elime konduğunda, "Annen sana terlik pabuç alacak" derdim. Annem duymazdı. Duysa ne yazardı, duysa belki kızardı.
***
Sokakta çamaşır yıkayan bir kadın, bakkala gönderirdi beni. Koşa koşa giderdim. Paranın üstünü bana verdiği olurdu, almazdım. Pişman olduğum da olurdu. Kadın saçlarımı okşardı ya benim için gururdu.
***
O zaman belediyeler irtica karargahı değildi böyle. Yoksul insanlara, "Sen bizim partiye oy ver, ben sana erzak vereyim" diyen alçaklar, ortalıkta görünmüyordu henüz.
***
Belediyelerden yayılan ve her karış toprağa bulaşan kir, insanları da mahvetti, mahalleleri de. O politikacılar adaletsizliğin zift bidonunda banyo yapıyor da ak pak yalanlarla kandırıyorlar sizleri. Her şey çocukluğumdaki kadar masum olsaydı keşke. Bütün karaları bitirdiler de kim temizleyecek denizleri?
***
Bu gece firar et Yık duvarları Hâlâ senin için Bir ağlayan var Haydi atlayıp gel Benim şehrime Ellerimin sana İhtiyacı var Benim yüreğimde Soylu bir acı Senin hayatında Bir yabancı var Anılar dans eder Her gün beynimde Yüreğimin sana İhtiyacı var Hakkı YALÇIN
***
10 Aralık 2006 Mutluluk Takvimi l Dişini fırçalarken, suyu açık bırakma... * Büyük bir mağazada mal satın alacakmış gibi dolan...
***
Doktorların bile muhbirliğe merak sardığı bir ülkede, magazin toplumu olmadığımızı kim inkar edebilir?