Düzenin imalatı
Çocuklar, çağrıldıkları oyuna hiçbir zaman geç kalmazlar. Adana'da ilkokul beşinci sınıf öğrencisi bir erkek çocuğu, sınıf arkadaşı bir kıza teklif yapıyor. "1 gece benimle ol, sana 300 bin dolar!" Rakam simge artık. Namussuzluk konaklarının önünde ıslık çalarak çocuklarımızı çağıranlar, amacına ulaştı. Medyanın "ahlaksız teklif müteahhitleri", çocuklarımızın ruhunu nasıl çimdiklediklerini görsünler!
***
Çocukların ekmeğinin üzerine, "ihanet ezmesi" sürenler, minicik kızların hayal dünyasını rol icabı "patronun altına yatan" fahişe resimleriyle süsleyenler, bütün kozlarını kullandılar. Şimdi çocuklarımızı kullanıyorlar, bu çirkin oyunda. Büyük adamların bilmem kaç bin doları... Çocukların hayali... Masum düşlerin yağmacıları kazanıyor. Bizler çocuklarımızı kaybediyoruz.
***
Bu mesele, gazetelerin ve televizyonların çocuklarımız üzerinde ne denli etkili olduğunun ve o masum kalelerin zapt edildiğinin resmidir. Televizyon ekranlarında sipariş edilen ahlaksızlığın okul sıralarına ulaşması, artık başlangıç olmaktan çıkmış, berbat bir finale yol almıştır.
***
Bedenlerini gecelik otel gibi kullandıran üç paralık kadınları, gazetelerin birinci sayfasında manşetlere taşıyanlar, kalçalarından ve göğüslerinden başka yeri para etmeyen kadınları ekranlarda paraya boğanlar, bir ahlaksızlık deryasında daha çok çocuğu boğacak. Sizler izin verdikten sonra...
***
Eskiden alfabe öğretilir gibi öğretilirdi dürüstlük. Eskiden anneliğin kutsallığını, her türlü şartta ayakta tutmanın mesajları verilirdi. Şimdi namussuzluğun dehlizinde, her şeyimizi kaybediyoruz. Bu çark böyle işledikçe, coğrafyamızda masum çocuk bırakmayacaklar. Sizler hâlâ bu televizyonları izleyin, bu gazetelere abone olun.. Sizler hâlâ bu sisteme çomak sokmamakta direnin. Çocukların bu "düzenin imalatı" haline gelmesinde, anaların babaların payı yok mudur sanıyorsunuz! Bir çocuk, çağrıldığı oyuna ne zaman gecikmiş ki! Böyle kirli bir oyuna geç kalsın!
***
7 Aralık 2006 Mutluluk takvimi * Çocukları spor programlarından uzak tut... * Kendine ödül ver.
***
Senin gidişin ne ki Benim kalışım asıl Sen hasreti bana sor Nasıl yaşarım nasıl
Hâlâ bir kahraman gibi Söz ediyorum senden Benden kaçacak kadar Korkak olduğun halde
Sırdaşım omuz başım Yüreğimde derin yas Vazgeçilmez bir aşk bu Bana dair, bana has Hakkı YALÇIN