Öğretmenler günü
Öğretmenler Günü'nde bizim memleketin tekmil basını öğretmenleri hatırlayarak çok içli programlar ve haberler yaptılar ya... Haliyle NTV de girmiş topa, canlı yayında Milli Eğitim Bakanlığı danışmanlarından Hamza Aydoğdu kardeşe bağlanmışlar, soruyorlar: Hamza Bey'e "kardeş" dedim çünkü ekranda hayli genç bir görünüm arz etmekteydi. Bu sütunda bilirsiniz kişilerle asla uğraşmam. Hamza Aydoğdu'ya da kişisel olarak yaklaşmıyorum. Fakat şunu da söylemeden edemeyeceğim, ekrandaki görünüşü, konuşma üslubu, hali ve tavrı, devlet veya hükümet adına konuşan bir insan ile camide vaaz veren bir vaiz karışımı bir duygu uyandırıyordu.
***
Celal Pir, soracak oldu: "Efendim, öğretmenlerin ekonomik vaziyeti ne olacak?" Hamza Aydoğdu, somut, elle tutulabilir hiçbir şey söyleyemediği gibi (söyleyebilmesi bence de mümkün değildi) tamamen soyut birkaç cümle sarfettikten sonra şöyle bağladı: "Arkadaşlarımız öğretmenlerin durumunun iyileştirilmesi için ellerinden geleni yapıyorlar".
***
Ne bu? Ne demek, ellerinden geleni yapıyorlar? Yapıyorlar da ne oluyor? Öğretmenlerin durumu değişiyor mu? Hayır. O zaman MEB danışmanı arkadaşın şöyle demesi daha gerçekçi olmaz mıydı: "Efendim, bu konu Maliye Bakanlığı'nın işidir, beni aşar! Biz kadro, personel, tedrisat ve içerik işlerinden sorumluyuz". İşte bu kadar.
***
Türkiye'de böyle gelmiş böyle gidiyor. Gerçek diye sunulan şey, temenniden öteye geçmiyor. Nitekim MEB Danışmanı Hamza Aydoğdu da, konuşmasını olabileceği veçhiyle tamamladı: "Tüm öğretmenlerimize saygılarımı sunarım". Öğretmenlerimiz de oturup bu saygın saygıyı katık ederler artık.