Hormonlu domatesler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi karar almış, Şehir Tiyatroları'nda Şubat ayına kadar biletler 1 liraya iniyor. 1 liraya tiyatro imkanı doğuyor halkımız için. Çok sanatsal bir açılım, tebrikler.
***
Bu muhteşem kararı 2 açıdan ele almak mümkün. Geçen Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle uçak şirketleri 4 bin küsur yurttaşı 1 liraya uçurmuşlardı. Ardından otobüs firmaları 1 liraya yolculuk için kolları sıvadılar. Köprüler, otobüsler falan zaten bayramlarda nicedir bedava yolcu taşıyor. Şimdi de 1 liraya tiyatro olayına girildi. Böylece öyle sanıyorum ki, Türkiye gerçekten bir fukara cenneti olmanın yolunu keşfediyor. Bu galiba pek açık edilmek istenmeyen bir hükümet projesi olarak uygulamaya konulmuş bulunuyor. Bildiğiniz gibi, özellikle varoşlarda yurttaşlara kömür, erzak falan da dağıtılıyor, mekteplerde kitaplar nicedir zaten bedava. Böylece, her Türk vatandaşı pek yakında arzuladığı her şeye 1 lira karşılığında ulaşmış olacak. Bu iyi bir şey gibi görünüyor. Fakat üzülerek belirtmeliyim ki, 1 liraya tiyatro hadisesi tutmaz. Çünkü tutması mümkün değil, şartları yok. Bu memlekette, özel televizyonlar bu programları sürdürdükçe, her sabah saat 10.00'dan itibaren bütün ekranlarda, sahneye çıkan herkes göbek atmayı devam ettirdikçe, akşamları da aile kavgaları, hır gür, iftira, şantaj, tehdit ve boğazlaşma programları sürdükçe, bu millet tiyatroya falan gitmez.
***
Televizyonların tartışma programları bile çok eğlenceli. Hepsi birer tiyatro tadında!.. Ben bunlara bakarken, konuşmacıların neler söylediklerine, hangi fikirleri savunduklarına falan dikkat etmiyorum uzun zamandır. Çünkü ortada bir fikir falan yok bakılacak. Sadece egolarını izliyorum televizyona çıkanların... Önünü alamadıkları, asla kontrol edemeyip, dizginleyemedikleri egolarını... Hormonlu domatesler gibi çoğu!