Bir hafta gider
Avrupa Birliği komisyonunun ilerleme raporu yayınlandı ya, klasik geyik başladı yine... Adamlar Kıbrıs'ta taviz istiyor, limanların Rum gemilerine açılmasını istiyorlar. Ha bir de çok önemli bir paragraf varmış raporda: Yolsuzluklaradikkat!
***
AB karşıtları aportta bu raporları bekliyorlar. Yayınlanır yayınlanmaz başlıyorlar karşı ateşe: Avrupa Türkiye'yi bölüp yutmaya çalışıyor. Demagoji yaptığın zaman, söylediğin sözün tutarlı olup olmadığına bakmak zorunda değilsindir. Sen, Avrupa Türkiye'yi yutmaya hazırlanıyor, diyorsun, Avrupa'nın muhafazakarları da, hazmedemeyiz, diyor. Yutmaya çalışan adam, niye hazmedemeyiz, desin ki! Yani kafadan atıyorsun! Bu işe bir miktar kabak tadı vermedi değil. Hükümet kanadı, Avrupa hızını kaybetti, iç politikaya yumuldu. Seçimleri kotarmaya çalışacak. Daha da beteri, Çankayakavgası çıkartacak, kesin. Öte yandan normal vatandaşın, geçim derdinden, nafaka kavgasından dönüp de Avrupa'ya bakacak hali yok. Genel Türk sabırsızlığını da hesaba katarsanız, tekmil Türk milletinin birkaç seneye kadar, alın atınızı öpeyim tımarınızı, diyebileceğini de unutmayın.
***
Geriye ne kaldı biliyor musunuz? Sadece gazete köşelerinde ve tv oturumlarında Avrupa'ya uyum, hukuk ve demokrasi yolunda ilerleme ile kafayı sıyırmış aydınların problemi oldu AB süreci. Bir de televizyon haber saatlerinin doldurulmasına yarıyor, harbiden. Peki hükümet ve devlet erkanı umummiyesi, "yolsuzlukuyarısı" ile ilgilenir mi derseniz, işte onunla hiç kimse ilgilenebilemez Türkiye'de! Türkler yolsuzluk olmadan yaşayamaz çünkü! Yolsuzluk gerçekten ortadan kalkacak olsa bile, bizim millet, günlük yaşamında, hiçbir menfaati bulunmasa bile, irili ufaklı yolsuzluklar icat etmekten sadistçe bir zevk almaktadır. Sırf evde karısına veya kahvede arkadaşlarına hava atmak için. Fırıncıya bir cigara verdim, en taze ekmeği kaptım.