Garip bir durum Hayat böyle bir şey olmalı. Bulundukları mevkiler, ellerindeki olanaklar ve bu olanakları kullanma bilinçleriyle ülkelerin ve milletlerin hayatında çok önemli değişiklik yaratan insanlar, yıllar sonra sanki onlar kendileri değilmiş gibi düşünüp, duygulanabiliyorlar. 12Eylül askeri darbesinin politik lideri KenanEvren'in, BülentEcevit'in ardından söylediği sözler beni böyle düşünmeye sevketti.
***
Evren, Ecevit'in ölümüne üzüldüğünü, cenazesine katılacağını, onun 12 Eylül'de tutuklanıp hapse atılmış olmasından her zaman üzüntü duyduğunu ama elinden başka bir şey gelmediğini, söyledi. Öyle sanıyorum ki, darbe lideri hâlâ, 26 yıl sonra bile, darbe ile akankanıdurdurduklarını düşünmektedir. Biz akan kanı durdurmuştuk! İlk bakışta doğrudur. Nitekim, halk yığınları da bu sebeple darbeyi alkışlarla karşılamıştı. Yani, halk zaten darbeye hazır hale getirilmişti.
***
Peki, akan kan niye akıyordu? Gençlik neden ve nasıl birbirine kırdırılıyordu? Pırıl pırıl üniversite gençliğinin birbirine kırdırılmasından maksat neydi? Sonracıma... Akan kanın durdurulması için darbeden başka bir yöntem bulunamaz mıydı? Ki, binlerce genç hapishanelerden, işkencehanelerden geçirilmemiş, yüzlerce öğretim üyesi fişlenip damgalanmamış, sivil siyasete ve demokrasiye ara verilmemiş, ülkenin toplumsal yaşamı ve özgürlük standartları yerin dibine batmamış olamaz mıydı? Önce gençlik çatışmaları ve dizi dizi cinayetlerle bir korku ortamı yaratılmamış, sonra da darbeselbirbaşkakorkuortamı yaratılmamış olsaydı, Türkiye şimdi nerede olacaktı bunun hesabını tutmak gerekmiyor mu aslında? Yani Ecevit'e üzülmek yeterli bir muhasebe midir şimdi? Değildir. 12 Eylül darbesi ile Türkiye'ye kötülük yapılmıştır. Türkler, özgürlük ortamına alışmakta geciktirilmiş, demokrasi kavramı hâlâ sisli bir kavram olarak kalmış, anayasal standartlar geliştirilememiş, insanların birbirinden korkup çekinmesi, Avrupa uygarlığı karşısında eziklik duyması pekiştirilmiş, en aklı başında insanların bile Sevr paranoyası ile yanıp tutuşması ortamı güçlendirilmiştir.
***
Aslını sorarsanız biz de boşuna konuşuyoruz ya... Türk halkı, 12 Eylül'e cevabını 83 seçimlerinde vermişti gerçekte. Korkmuştu, sinmişti ama özgür seçimler yapıldığı gün de, darbecilere hayır dedi ve Özal'ı aslanlar gibi iktidara taşıdı. Fakat sel gitti, kum kaldı. AB'ye uyum sürecinde gerçekleştirilen iyileşme ve demokratikleşme sayesinde 12Eylültravması hiç olmazsa önemli bir oranda geride kalmış oldu. Buna da şükürler olsun!