BOTAŞ ve teftiş kurulları nasıl çalışır?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı ve ilgili kuruluş sayısı ve hükmettikleri cirolar, çok yüksek rakamlara tekabül ediyor. Ulaştırma, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıklarında dönen rakamlar, birçok ülkenin yıllık bütçesinden çok daha fazla durumda. 2 yatırım bakanlığı, Türkiye açısından çok büyük önem arzettiği kadar, hükümetlerin başarı ve geleceklerinde de ciddi rol oynamaktadır. Geçmiş dönem hükümetlerinin iktidardan düşmelerinde de bu 2 bakanlığın ciddi rol oynadığını hatırlatmaya gerek var mı? Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Başmüfettişi Metin Özbalcı'yı intihara sürükleyen sebepler arasında bu sıkıntılı işleri var. Ortaya çıkan otorite/ müfettiş açmazının altındaki gerekçeler de konunun diğer bir tarafını teşkil ediyor. Çünkü, her dönemde müfettişler otoritenin, iktidarın ciddi olarak baskısına maruz kalırlar. Bazı durumlarda da makamlarını güçlü hissettikleri anda müfettişlik iç güdüsüyle kendilerini otorite olarak görmeye başlarlar. Bu gelgit durumlarının zaman zaman kamu kurumlarında icraatları kilitlediği, bürokratları iş yapamaz hale getirdiği de olmuştur ve tablo devam ettiği müddetçe de olacaktır. Başmüfettiş Metin Özbalcı'nın yaşadığı sürece de bu çerçeveden bakılabilir. İddia edildiği gibi, Özbalcı'nın hazırladığı raporlar sebebiyle baskıya maruz kalması, kendisini intihara götürmüş olabilir. Ancak, yargı kararını bekleyip görmek gerekir. Erkenden bir şey söylemek çok zor. Fakat, müfettişlerin raporları sebebiyle canı yanan bürokrat sayısı çok olduğu gibi, icraatları engellenen siyasetçi oranı da az değildir. Özellikle, siyasi atmosfer ortamında hazırlanan müfettiş raporlarında yer alan, "Şöyle bir kanıya kapıldım", "Büyük ihtimalle böyle olabilir" gibi maddi delillere dayanmadan hazırlanan raporlarla makamını kaybeden bürokratların varlığını da unutmamak icap ediyor. Çünkü, kamu kurumlarında ele alınması gereken ciddi bir teftiş zulmü söz konusu. Koltuğundan kalkmak istemeyenleri, yerinde etmede en etkili araç olarak kullanılan müfettişlerin hepsinin bu şekilde davrandığı, iktidara teslim olduğu söylenemez. Ama bazılarının da iktidarın icraatlarını baltalamak üzere hareket etmediği de iddia edilemez. Özbalcı olayı teftiş kurullarının yeniden masaya yatırılmasına bir gerekçe olabilir. Müfettişlerin 'hata avcısı' olarak kullanılmasının önüne geçebilmek için acilen bir düzenleme şart. Türkiye gibi ülkelerde yolsuzluklar toplumu krizlere sürüklüyorsa, müfettişlerin daha donanımlı ve bağımsız olmaları gerekir. Sadece yargının ve hukukun siyasallaşması sorunuyla değil, teftiş kurullarının daha etkin çalışabilmeleri için de yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu bu olayla ortaya çıkmıştır.