Enflasyonun böylesi
Bir an için hükûmetin Rahşan Ecevit'e "evet" dediğini ve Oran'daki Ecevitlerin evinin yakınında bir anıt mezar kurulmasına izin çıktığını düşünelim. Ecevit'in anıt mezarı olacaksa, Allah gecinden versin, bir emr-i Hak vukuu bulduğunda, Mesut Yılmaz'a da, Tansu Çiller'e de, Yıldırım Akbulut'a da, Erbakan'a da, Demirel'e de, ülkenin çeşitli yerlerinde, muhtemelen oturdukları muhitlerin yakınında anıt mezarlar inşa edilecek. Yeniköy'de Tansu Çiller'e, Beykoz'da Mesut Yılmaz'a, Balgat'ta Erbakan'a anıt mezar Turgut Özal (Allah rahmet eylesin), mezar işinde kuralları bozan kişi oldu. Annesini, Nakşi büyüklerinin yattığı bir kabre, caminin içine, hükûmetin özel izniyle defnetmesi bir yana, Menderes'in anıt mezarının yakınında, kendisi için de bir yer seçti. Vefat edince de, o hava içinde, ayıp olmasın diye, onu da bir anıt mezara gömdük. Bir yerde buna dur demeliyiz. Bir zamanlar da, cumhurbaşkanlarını Anıt Kabir'e gömme merakı vardı. Hatta 27 Mayıs'ın başı Cemal Gürsel bile, Anıt Kabir'de yerini almıştı. Sonunda baktılar olacak gibi değil, Anıt Kabir'de Atatürk'ün dışında sadece İnönü'ye izin çıktı; diğerlerinin naaşları nakledildi. Devlet mezarlığında, beğenmezlerse özel kabristanda istirahat buyursunlar. Ama duygusal ortamdan yararlanarak, "Evimizin yakınına bir anıt mezar konduralım" demek, yakışık almıyor. Anıt mezar, Menderes'in hakkıydı. Çünkü, millet bu şekilde ondan özür diledi; bir adaletsizliği tamir etmeye çalıştı. Ama her başbakana bir anıt mezar dikerseniz, Menderes'e büyük haksızlık yapmış olursunuz.