Çağdaşlık köpek gezdirmek mi?
İstanbul'un Bağcılar'ı göç alan, çok sayıda dar gelirlinin yerleştiği fukara bir semt. 1992'den beri Bağcılar Belediye Başkanı olan Feyzullah Kıyıklık, bölgenin "makûs talihini" yenmek için önemli adımlar attı. Basına yansıyan son icraatı, 20 bin okul çağı dışındaki kişiye okumayazma kursu açması. Kıyıklık, Refah Partisi'nin İstanbul'daki ilk belediye başkanı. Kadın-erkek eşitliğine, gençlerin bu ülkenin istikbali olduğuna, bilginin ışığına inanmış bir kişi. Belediye sınırları içinde yaşayan halkla yakın teması var. Halk Meclislerinde vatandaşa söz hakkı vermesi, çevre ve izci kulüplerinde çocukların sesini dinlemesi, Hanımlar Meclisi'nde kadınları sivil inisiyatif sahibi yapması bunun örnekleridir. Feyzullah Kıyıklık'ın her kesimden dostları vardır. Meselâ son olarak, gençliğin sorunlarının tartışıldığı 30. İstişare Kurulu'na Prof. Oktay Sinanoğlu katılmıştı. Sinanoğlu'nun laik cumhuriyete ve bilime bağlılığı tartışılmaz. Uzun yıllar Yale Üniversitesi'nde biyoloji ve kimya dalında öğretim üyesi olarak çalıştı. Bağcılar 30. İstişare Kurulu toplantısında sarf ettiği sözler ise, Türk aydınını ve kusurlarını çok iyi anladığını gösteriyor Sinanoğlu'nun: "İstanbul'da her yere ikiz kuleler dikmeyi Batılılaşma sanıyorlar. Kadıköy'de, bizim mahallelilere sorsanız, sokaklarda köpek gezdirmek demektir çağdaşlık. Azametinden hiçbirinin yanına varılamaz... çok çağdaş olmuşlar." Kıyıklık da, Türk aydınının yanlış çağdaşlık değerlendirmesinin bir kurbanı. Kadınlar parkı açmaya kalkışınca, ne gericiliği kaldı, ne yobazlığı. Halbuki o, bu parkı, kadınlara bir imtiyaz gibi düşünmüştü. Bize ters gelse bile, niyeti kadını hareme kapatmak değil, onları daha rahat edebilecekleri bir ortamda, evlerinden dışarıya çıkarmaktı. Okuma-yazma öğreterek 20 bin kişiyi aydınlığa kavuşturduğu için Kıyıklık'ı kutluyoruz. Ama onu anlayamayıp, çağdaşlığı kılık kıyafete indirgeyenler var. Meselâ bir gazeteci arkadaşımız şöyle yazıyor: "Emine Erdoğan törende yaptığı konuşmada okuma-yazma bilmeyenlerin çağın nimetlerinden faydalanamayacağını söylemiş. Merak ediyorum, tesettüre girenler, kara çarşafa bürünen kadınlar acaba çağın nimetlerinden nasıl yararlanabilirler? Çünkü sadece okuma-yazma öğrenmekle çağdaş insan olunamaz." Kıyıklık, kendi insanını iyi tanıyıp, anladığı için, onların önünü açıyor. Aynı üniversite okumak isteyen kızlara yapıldığı gibi, okuma öğrenmeyi arzu eden kadına "Sen çağdışısın, kara çarşafını çıkar da gel" deseydi, acaba bir sonuç alabilir miydi? Oysa o kadın, okuma-yazma öğrendiği için, çağdaş dünyaya bir adım daha yaklaştı. Çünkü çağdaşlık kılık-kıyafette değil, bilginin ışığında aranmalıdır.