Emek ve pozisyon zenginliği ölçü olsaydı...
Beşiktaş 1 puandan daha fazlasını hak ederdi.
Ama dün geceki
Beşiktaş forveti,
cilalı beceriksizlik devrindeydi.
***
Maçın başındaki
Beşiktaş kadrosu, tutanaklara
"korkaklık tasarımı" olarak geçti.
Düşünülenle varolan arasındaki görüntüde, ilk yarım saatte
Beşiktaş rakip alanı çabuk geçti.
Ama
Beşiktaş forveti, rötarlı tren gibi davranırken...
Gökhan Ünal 29. dakikada, bir golün nasıl atılacağını gösterdi ve tabelayı da değiştirdi.
***
Aslında ilk yarının en önemli adamı
Tello'ydu... Harika bindirmeler yaptı.
Muhteşem toplar kesti ve golü atana kadar da,
Trabzonspor defansını bunalıma sürükledi.
Ama arkadaşlarının ayaklarında ve kafasında düğümlenen pozisyonlar, ilk yarının kaderini belirledi.
Maçın 40. dakikasında
Beşiktaşlı futbolcuların
"cümle alem" harcadığı bir pozisyon var ki...
Bir
Beşiktaş taraftarı haykırdı.
"Filmi geri alsalar be abi!" ***
Denizli'nin gecikmiş değişikleriyle ikinci yarıda roller tümüyle değişti.
Trabzonspor, bir esaret fotoğrafında, fazlasıyla evcil bir misafire dönüştü.
"Böyle saklanmanın adı intihar" dedim ve
Trabzon defansının kaç pozisyonluk ömrü kaldığını hesaplarken.
Bobo beraberlik golünü attı.
***
Gecenin özel adamı
Tello'ydu.
Rakip alanda ayak basılmadık kara parçası bırakmadı.
Trabzonspor'da
Cale'yi çok beğendim. Takımın direnen yanıydı. Goldeki asisti de harikaydı.
Yattara, Trabzonspor'un ruhunu emen piston gibi...
Alanzinho da "midilli atları" gibi...
***
Sonuç olarak,
Kartal, kanadında taşıdığı aşka inat, iki puanı yolda düşürdü.
Ama umutlarını yitirmedi.
Trabzonspor'a gelince...
Siperinden çıkmayan askerlerle tek puanı kazanması bile mucizeydi ve onu başardılar.
Bu beraberlik onlar için
"galibiyet muamelesi" bile görebilir.