Gelir seviyesi yüksek 315 milyon nüfusla "dünyanın en büyük tüketicisi" durumundaki ABD'den "korumacılık" sinyalleri geliyor.
Obama yönetimi, altyapı yatırımları dahil, birçok harcamada "yerel olanaklar"ın kullanılmasını istedi.
Öyle görünüyor ki, ABD en azından "rehabilitasyon" sürecinde içe kapanıp dışarıdan mal alımını kısıtlayacak.
Bu beklenti, ABD'ye mal satan ülkeleri telaşlandırdı.
Ancak, ardı ardına 800 milyar doları aşkın büyüklükte paketler açıklayan ABD'nin sadece paketlerle bir yere varılamayacağını gördüğü anlaşılıyor.
İşte bu nedenle yeni yönetim "yerli malı kullanımı"nı teşvik ediyor.
***
Gelelim Türkiye'ye:
2001 krizinin ardından "yerli malı" kullanımı yönünde talep gelince, bazı ünlü köşe yazarlarımız bunu, globalleşen dünyanın gelişim seyri içinde geriye dönük bir çağrı, bir "ilkellik" olarak yorumlamıştı.
Oysa şimdi yeni bir kriz dalgasıyla karşı karşıyayız.
İhracatımız düşüyor.
...Ve yapılması gereken şeylerden biri, dışarıya satamadığımız ürünlerin iç pazarda tüketimini sağlamak.
Ancak bu şekilde fabrikalarımız üretmeye devam edecek, işsizliğin tırmanması önlenebilecek.
Özetle, "yerli malı yurdun malı" sloganını kullanma zamanının geldiği anlaşılıyor.
Bakalım 2001 krizinden sonra yerli malı kullanımını "AB yolunda ilerleyen bir ülkeye yakıştırmayan" o yazarlarımız, yeni durum karşısında nasıl bir "kırılma" sergileyecek.