Sömürü bahane kaçırmaz. Obama ABD Başkanı olurken şimdi para cambazları Obama gelince piyasalarda düzelme olacağı beklentisi yaratmaya çalışıyorlar. Obama bile birden düzelme olmayacağını hatta kötüye gidişin devam edeceğini söylüyor. Ama bakın bakalım para cambazlarına, herkes piyasaların düzeleceğini bekliyor. Neden? Çünkü bu beklenti örneğin, borsayı yükseltiyor. Küçük balıklar hemen atlıyor. Adam yükselen fiyattan alıyor. Sonra da düzelmenin hikaye olduğunu söylüyor, borsa düşüyor, küçükler satıyor o bu defa düşen fiyattan alıyor. Elindeki malı diyelim ki yükselen fiyattan 3 liraya sana sattı, düşerken de aynı malı senden 2.75 liraya alıyor. Sonuçta 25 kuruşu sen kaybediyorsun o kazanıyor. Kolay para kazanma peşinde olan küçükler kaybediyor.
IMFnedengeliyor? IMF gidip geliyor, görünüşte herkes memnun. Hatta geç kalındı diye eleştirenler de var. Bu arada tabii ki, bir süre sonra bazılarımız IMF herşeye karışıyor, boğazımızı sıkıyor diye kızacak. Şimdiden söyleyelim de bilinsin! IMF Türkiye'ye çağrılmadan gelmiyor. Bir ülkeye IMF geliyorsa çağrılmış demektir. Çağırmak da para veya yardım istemek içindir. IMF'den kim yardım ister? Zorda kalan. Yani aslında seni IMF zora sokmaz. Sen kendini zora sokarsın! IMF'den para istersen o da sana koşullarını söyler. Birinden belli koşullarla borç para alırsan, o koşullara uyman gerekir. Belli aralıklarla da o koşullara uyup uymadığını denetler. Uymazsan kulaklarını çeker. IMF'yi çağıran biziz. Koşulları birlikte belirliyoruz. İşimize gelmiyorsa borcu almıyoruz. Alıyorsak da o koşullara uymamızı istemek onların hakkı. IMF reçeteleri daima dar gelirlinin, yoksulun aleyhine olmuş, boğazını sıkmıştır. Bizim seçtiğimiz yöneticiler, ülkeyi iyi yönetmezler, paraları oy almak için kullanır, ülkeyi zora sokarlar. Sonra IMF'yi çağırırlar, onun reçetelerini kabul eder, parayı alırlar. Sonra da dar gelirlinin boğazı sıkılınca suçu IMF'ye atarlar. Önemli olan IMF'yi çağıracak duruma düşmemektir. Ülkeyi o duruma düşürenler bizim seçtiklerimiz. Ama ne hikmetse hep IMF kapısına düşenleri, düşecekleri seçeriz. Sonra da kendimizden başka herkesi eleştiririz. Tekrarlıyorum: IMF çağrılmadan gelmez. Gelirse de sizin keyfinize göre gitmez.