Turgay Demirel beşinci defa Basketbol Federasyonu Başkanlığına seçildikten sonra "bir rekor ya da daha uzun süreler yapmak gibi bir hayalim yok" demiş. Hayali yok ama ameli var. Basketbolun başında aralıksız 20 yılını dolduracak. Aynı açıklamasında Demirel'e federasyonun çok içine kapanık olduğu yönündeki eleştirileri ve camiayla bütünleşmiş olmadığı şeklindeki iddialar sorulduğunda Demirel, bu eleştiri ve iddialara katılmadığını dile getirirken, "Bu eleştiriye açıkçası tek kelimeyle, 5 harfli bir kelimeyle cevap verebilirim, şöyle diyebilirim; SAÇMA". Aslında güdümlü Genel Kurulu ve üstleri Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü kendisini bu denli "vazgeçilmez ve onsuz yapılamaz" bellemişken eleştirmek saçma ama ne yaparsınız ki biz Nietzche'nin öğütlediği gibi rahat etmek için sürüde kalanlardan değiliz. 2010 Dünya Şampiyonasının, başarılı yapılmasının riske edilmemesi hatırına, son şans verildi Demirel'e. Dilerim SAÇMA'lamaz ve yaşanmakta olan Şampiyona Salonları kargaşasından tez çıkarız. İstanbul'da; Sinan Erdem Spor Salonu basketbola uyarlanarak mı kullanılacak? Yoksa Fenerbahçe Ülker'in temelini attığı yeni salon mu? Ya da Dolmabahçe Gazhane'de ki salon yapımı hayali hala sürmekte midir? Demirel'in son icadı beş harfli kelimeyi çok kullanacağa benzeriz. Baksanıza, "Bakanlığı eliyle sporu kalkındırma alternatifiyle" ortaya gündem atan Sn. Başeskioğlu'da ondan yapıyor. Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'a yüklenmek adına Müsteşarlıktan bahsetmek "sporda Devlet'i küçültme" yaklaşımına sil baştan yaptırmak olur. Özerk ve bağımsız Federasyonlar modeliyle profesyonel müsabaka sporları onu yapan ve nemasını kullananlara hızla devredilmektedir. Böylece GSGM sırtında ki profesyonel sporlara harcama yapma maymununu attıktan sonra Anayasal görevi olan amatör sporlara yoğunlaşacaktır. Bu bağlamda 6 yıldır sessiz ve derinden çalışmalarıyla büyük mesafeler kat etmiş Atalay'ı pasifize etmek gerçekten saçmalamak olur. Asıl SAÇMA'lama Demirel'e devam Atalay'a tamam demektir.