İmran Işıldar, Hüsnü Karagözoğlu, Ayhan Barışçı, Atilla Kurama, Selçuk Yayla, Levent Dervişoğlu, Muzaffer Çaylı, Tamer Han, Erdinç Ergenç, Kerim Taşkıran. Kim bunlar tanıyor musunuz? Basketbolun kenarından dahi geçmeyen bu isimlerin basketbol köşe yazısında ne işleri var? Şu işleri var; Anılanlar Turgay Demirel Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyeleri. "Yok artık" dediğinizi duyar gibiyim. Var artık. Eser miktarda da basketboldan gelen ve mesela kimisi teknik teçhizat tedarikçisi olduğu için fena halde Turgaysever kardeşimizde var yönetimde ama utandırmamak için isimlerini anmıyorum. İktidar kadrolarının tavsiyesi üzerine alınmış bu beylerle federasyon yönetiyor Demirel. Ve bu tel tel dökülen ekiple Dünya Şampiyonası organize etmeye kalkıyor 2010'da. "Az da olsa organizasyonun bizden alınması ihtimali var" diye gevelemeye başladı. Amacı Başbakan'a baskı yaparak bu organizasyon için pek çok yasal ve maddi külfetler içeren, ihtiyaç fazlası, devasa salonları yaptırabilmek. FIFA'ya yaptığı "5 kentte 5 salon" angajmanı baştan yanlış. Ne gerek var? 2002 ABD Indianapolis Dünya Şampiyonası aynı cadde üzerinde iki mütevazı salonda yapıldı. Amerika ki basketbolun beşiği varın gerisini hesap edin. Bana bıraksanız 2010'da; Abdi İpekçi'yi elden geçirir. Hazır olan İzmir Halkapınar Spor Salonu ve Ankara Gar civarında yapımına başlanacak yeni salonla mükemmel bir Dünya Şampiyonası yaparım. Ama yukarıdaki kadroyla olmaz bu işler. Önümüzde seçimli genel kurul var. Demirel cephesinde gene aynı şey olacak. Yanına iktidar kadrolarını katıp salacaklar başımıza. Birilerini kazandırmak amaçlı, savurgan, pahalı salon projeleriyle Türk Basketbolu'nun dibi oyulmaya devam edilecek. Tabii ki basketbol leminin, doğrusunu isteseniz hiç de güvenemediğim sağduyusu, sandıkta bu gidişata son vermezse. Bakın Tolga Çevik'in sevilen Komedi Dükkanı bile "Senaryosuz bir iş yaptığımız için normal bir diziden 5 kat daha yorucu oluyor" gerekçesiyle yayından kalkıyor. Gerçi Demirel'in senaryosu çok belli ve Cem Yılmaz'ın reklamındaki gibi "tamamen duygusal" ama bu trajikomediye de bir son vermek gerek.