Başlıktan kendim için bir şey istediğim manası çıkarmayın sakın. Pazartesi basketbol kulüplerimizin mevcut defolubaşkanTurgayDemirel'e karşı seçimleri var. Basketbol Liglerinde oynayan kulüplerin eninde sonunda kendi mallarına sahip olabilme fırsatı doğdu. Sıfır kilometre yıpranmış ve fakat basketbolu Ankara ekolünden öğrenmişliğin yetkinliğine sahip diğer aday Dr.SelamGökçe basketbolda değişimi müjdeliyor. Ligi oluşturan kulüplere NBA modelini öneriyor. Özeti şu; Olimpik Milli takımlar ve amatör basketbola Federasyon bakarken, ProfesyonelBasketbolLigininsahibiKulüplerBirliğiolacak. FİBA ULEB ayrımıyla başlayan eğilim bu zaten. Bütün Avrupa bunu uygularken Demirel naklen yayın ve sponsorluk gelirlerinin tadına yıllardır doyamadığından ULEB'e (Avrupa Kulüpler Birliği) üye olmayan tek ülke biziz Avrupa'da. Demirel'e neden mi defolu diyorum? Ayrıntılarını www.basketdergisi.com'dan görebileceğiniz dağlar kadar "vergi borcu ve karşılıksız çek keşide etme" mahkumiyetleri var. Belgeleriyle orada sergilenen Ali Cengiz oyunlarını görünce dudaklarınız uçuklar ve devasa bütçelerin böyle birine teslim edilemeyeceğini çok iyi anlarsınız. Bu skandal belgeler onun Basketbol Federasyonu Başkanlığı yapmasını engeller aslında. Uyanıklık ve yasa delme alışkanlığı onu 4 dönemdir orada tutan en önemli becerisidir(!). Çakma Üniversite diplomasıyla başkanlık yapandan başka ne beklersiniz. Oy atarken iki konuyu da merak etmeyin. Öncelikle, 2010 Dünya Şampiyonasının Ülkemizde gerçekleştirilmesi Demirel olmazsa katiyen aksamaz. Baksanıza salon konusunu yüzüne gözüne bulaştırdı. Yıllardır ayak sürüyüp heba ettiği Sinan Erdem Spor Salonu projesine geri döndü. İkincisi, Demirel fecirden çok mükemmel anlar ama basketbolun iş yönetiminden anlamaz. Yaratılmaya çalışılan "O olmazsa olmaz" havası tam bir palavradır. Geçen sefer 86-83 çıktı da oylar kime ne yapabildi. Ateş olsa cürümü kadar yer yakar... Hem neden korkasınız ki "Selamverdinizmi" eskisi gibi borçlu çıkmayacak kendi işinizin, basketbolunuzun sahibi olacaksınız.