Özgürlükler söz konusu olduğunda gerisi teferruattır. Tek başına çarşaflı kadına rozet takan Deniz Baykal fotoğrafı derin anlamlar taşımaktadır. CHP'nin türban, çarşaf gibi dini anlayışı temsil eden giysilere karşı ne kadar celalli olduğu malum Üniversite kapılarında ters geri yapılan kızlar, ordu evlerine alınmayan, oğullarının yemin törenlerine katılamayan asker analarının göründüğü bir ülke burası. Söz konusu tablonun siyasi anlamdaki en büyük destekçisi de CHP. Neredeyse tüm muhalefet kurgusunu "laiklik" vurgusu üzerine inşa etmiş bir parti olarak, son derece insani duygular ile geldiği yerlerde aşağılanan insanların vebalini de her anlamda taşıyor. Şimdi, özellikle İstanbul medyasının önünde ilçe kongrelerinde Baykal yaşlı genç demeden çarşaflı ve türbanlı kadınlara parti rozeti takıyor. Baykal'ın yakın uzak zamanda bu konuda neler söylediği, hangi tavırları sergilediği sır değil. Baykal'ın ve partisinin "laikliği" neredeyse tek bayrak haline getirmesi muhalefet anlayışı ne kadar sakatsa, şimdi Baykal'ın yaptıklarının siyasi şov olduğunu söylemek de o kadar yanlıştır. Bir tek kadın, evet bir tek kadın CHP'nin attığı adımlardan dolayı gündelik yaşamında rahatlık görürse, işte bu her şeye değer. CHP'nin bu konulardaki yumuşaması önemlidir. AK Parti tüm siyasi gücüne rağmen türban konusunda her adım attığında büyük bir duvar ile karşılaştı. Yargı ve askeri-sivil bürokrasi elindeki tüm güçleri zorlamak pahasına atılan adımları felce uğratmak için elinden geleni yaptı. Sonuçta karşılıklı yaralar alındı, ülke gereksiz zaman kaybetti, ekonomi ve pek çok istikrar parametrelerinde hepimiz zarar gördük ve görüyoruz. Baykal'ın ister siyasi şov için, isterse oy kapma kaygısıyla, isterse de Ak Parti'nin elindeki seçim kozlarını etkisizleştirmek amaçlı olsun bu son attığı adımı önemsiyorum. CHP'nin yumuşaması, onun öncülüğünde bu işin gönüllü hizmetkarlığına soyunan herkesin gardını düşürecektir. Yakın geçmişten de anlaşıldı ki CHP en azından bu konuda güçlü, laiklik eksenli muhalefetinde ayak direttiği sürece dindar kadınların özgürlük alanlarının genişlemesi mümkün görünmüyor. Varsın üç beş oy da CHP'ye gitsin. Yeter ki, özgürlükleri kısıtlanan kadınlar bir santimlik bile hareket alanı kazansınlar. O yüzden, Baykal'ın türban ile ilgili yakın ve uzak geçmişteki sözlerini hatırlatmayı abesle iştigal görüyorum O zaman şöyle bir durum mu var; Türban sorunu çözülecekse bunu muhafazakar bir iktidar çözmeli, bunun rantını sosyal demokrat bir parti yememeli Eğer böyleyse, türbana özgürlük mücadelesinin samimiyet sınavından dibine kadar çakması değil de nedir bu? Bireylerin özgürlükleri söz konusu olduğunda, partilerin, kurumların, kesimlerin çıkarlarının bir anlamı kalmıyor. O yüzden, Baykal'ın bol bol türbanlı ve çarşaflı kadınlara parti rozeti takması gerek. Kendi partisi ve tabanından gelecek olarak homurtuları göğüslemek de Baykal'ın problemi Deniz Bey'in samimiyet sınavı da bu homurtulara nasıl yaklaştığıyla verilecek besbelli.