Çok şükür hamdolsun ki ne midem bulandı, ne deniz tuttu, ne de yorgunlıktan bitap düşüp küpeşteye serildim.
Çünkü Çevre Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyesi milletvekillerini Bodrum Güllük Körfezi'ne götüren gemiye bindim ama daha denize açılmadan birkaç fotoğraf çektirip indim. Sonra kıyıdan el sallayıp yolcu ettim sayın vekillerimizi.
SKANDALDAN DÖNMÜŞÜM Sonradan öğrendim ki sadece Torba Köyü kıyısından değil "çipura skandalının da" kıyısından dönmüşüm. İncelenen balık çiftliklerinin sahipleri sayın vekillerin araba bagajlarına koli koli çiftlik balığı koymuşlar, haber patlayınca da ortam gerilmiş, çeşitli çevreler söylenip, eleştirip "Bu ne münasebetsizliktir" demiş.
ŞAPŞALIM AMA Olayın yakışıksızlığını geç de olsa fark eden vekiller balıkların kılçığına dokunmadan Çocuk Esirgeme Kurumu'na yollamışlar 25 koli çipurayı iyi etmişler.
Şimdi siz haklı olarak, "Gemide olsaydın da haberi sen patlatsaydın ya şapşal. Madem oraya kadar gittin, tekneye bindin ne demeye hemen inersin?" diye soracaksınız. Ama valla talla geçerken gördüm o kalabalığı, kavga var sanıp bakmaya gittim o zaman olaya muttali oldum.
USLU "DUR" DEDİ Başta Bodrum Kaymakamı olmak üzere bütün vekiller ısrar etti. "Savaş Bey siz de gelin" dedi direndim. Hatta Komisyon Başkanı Nuri Uslu vekilim epey dil döktü Dedi ki:
- Savaş kardeş haydi naz yapma katıl bize... - Sayın vekil ben evden bakkala ekmek almaya çıktım...
- Nasıl yani burada mı eviniz? - Evet ben 25 yıldır yaz zamanları Torba Köy'de, şu arka taraftaki mahallede otururum.
- Yaz çoktan bitti Savaş Bey... - Yaz bitti ama dert bitmedi. Su boruları patlamış, 2 günlüğüne onartmaya geldim...
- İşte tesadüf olmuş geliverin bizimle... - Bir dahaki sefere kısmetse.
- O zaman şöyle bir hatıra resmi çektirelim tekne başında... - Malimemnuniyetle vekilim.
DERİN BEY Sonra birazcık foto çektirip birazcıkın da sohbet yaptık baktım gemi kalkıyor veda edip, baş baş yaptım hepsine. İskele daşlarından birine de çıkıp el salladım, uğurladım onları bi güzel.
Şimdi tekrar şükrederek söylüyorum iyiki de beraber gitmemişim onlarla. O gemide ben de olsaydım, dönüşte kazara benim arabanın bagajına da 2-3 kilo çipura levrek konsaydı yanmıştım. Siyasiler bürokratlar ve basın kabahat işlemek için teşekkül oluşturmuş derler, dedikodumuzu ederlerdi.
İşin daha da vahim tarafı teknenin adı da "Derin Bey"di. Derin Devlet'ten sonra bir de Derin Bey'le uğraşacaktık, Allah etmeye, bıırrrrr!..