Büyüklük parayla pulla, torpil piston kayırmayla olmuyor. Reklamdı, promosyondu, sponsordu hepsinin gücü bir yere kadar. Her işte doğal olarak yerine oturan taşlar var. Hem öyle taş ki kaya kütleleri gibi afet gelse milim oynamıyor yerinden. Örneği Türk sinemasından verelim. Türkan Şoray on yıllardır beyaz perdenin sultanı.
CILIZ FENERLER Son filmini ne zaman çevirdi hatırlayan azdır. Ama o hala sultan, hala 1 numara. Oysa yenilerde ne güzeller, ne kabiliyetler ne işveli cilveli, alımlı çalımlı genç kadın oyuncular var. Filmleri gişe patlatıyor, evlerinde duvarlar, büfe üstleri ödülle doluyor. Kazandıkları paralar ise ibadullah. Lakin 3-5 kez çakıyor sonra sönüyor bunlar. Sönmese bile cılız el feneri lambalarına dönüyorlar.
KANAAT NOTU Peki T ürkan Şoray'ın sırrı ne? Özellikle bir gayret sarf etmediği halde nasıl hala tahtta oturmakta. Aslında bir sır değil bunun sebebi. Halkın her türlü gazlamahormonlamadan azade kolektif bir "ihsan ediş" anlayışı var. Zor dönemeçlerde, yaşamın her türlü zikzağında, patikada, stabilizede, keçi yolunda ya da asfaltta hep aynı sükunet, hep aynı güven verici, hep aynı saygılı ve saygın gidişat gösterenlere kanaat notunu tam veriyor kolayına da geri almıyor.
İNCİTEN NE Abuk sabuklukların içinde Türkan Şoray adına rastlıyor muyuz hiç? Kim bilir hangi sıkıntıları, vefasızlıkları, hüzünleri, acıları yaşıyor ama gık dediğini işitiyor muyuz? O halkın kendini koyduğu eşsiz mertebede; her incitici olayı, başına gelen her türlü tatsızlığı zırhından sektirip yara almıyor.
ÇARŞI PAZAR Duruşunda, tavrında, konuşmasında hülasa tüm yaşadıklarında zerre ödün vermiyor, ucuzlaşmıyor, çarşı pazar olmuyor. O zaman da adıyla sanıyla yakışanıyla Türkan Şoray, Türkan Sultan oluyor kimse o kaleyi fethedip, tahtını aparamıyor.