Galatasaray'ın bir haftada üçüncü önemli maçı... Ve bu üç maçın içinde en kötü oyunu dün sergiledi. Trabzonspor ve Olimpiakos maçları, Sarı-Kırmızılı futbolcuları fiziksel ve zihinsel olarak bir hayli yormuş olmalı. Dün akşam, özellikle maçın ilk 35 dakikasında olumlu hiçbir şey yapmadılar. Hele yenen bir gol var ki Galatasaray gibi bir takıma hiç yakışmadı. Hata ilk müdahaleyi yapmayan Meira ile başladı, Emre ile devam etti, Sanctis'in yalnış çıkışıyla hatalarla dolu bir gol oldu. Olimpiakos maçında Sanctis'in yalnış çıkışı gol olmamıştı ama bu defa Youla affetmedi. Eskişehirspor böyle bir Galatasaray'ı yakaladığı için şanslı... Ve bu şansını iyi kullandı. Galatasaray'dan daha istekli daha arzulu daha canlı daha sertti. Özellikle Youla, maçın kazanılmasında çok önemli bir oyuncu. Galatasaray defansı Youla'yı bir türlü durduramadı. Galatasaray, Lincoln ile oynamaya alışmıştı. Çift forvet Baros ve Nonda ikilisi birbirleriyle hiç uyuşmadılar. Ayrıca, Galatasaray'ın kaliteli ayaklarından Kewell da geldiğinden beri en isteksiz ve en kötü futbolunu oynadı. Galatasaray'da dün akşam iyi bulmak zordu. Skoru değiştirmek isteyen bir tek Arda ve onun çabaları vardı. Onun dışında isteksiz, dağınık, bireysel olarak vasatı bile yakalayamayan oyuncuların olduğu Galatasaray'ın kazanması mümkün değildi. Maçın hakemi Fırat Aydınus da dün gecenin en tartışılacak, maça damgasını vuracak ismi... Özellikle 3 kritik kararı var. Baros'un golünde eliyle düzelttiği pozisyonu görmedi. İkinci pozisyon, doğru karar. Eskişehir'in golünde Ümit'in ayağına çarptığı pozisyonu iyi tespit etti. Üçüncü gol ise ofsayttı. Galatasaray, maçlara kötü başlamayı alışkanlık haline getirdi. Çoğu zaman hırsıyla, kalitesiyle maçları döndürmeyi başardı. Ama bazen de dün akşamki gibi döndüremiyor. Ve açıkçası deplasmanlarda da yıldızları kayıpları oynuyor. Böyle olunca kaybetmek kaçınılmaz. Dün akşam da aynı senaryo oynandı.