Geçen gün Sabah gazetesinin manşetinde "Kadının canı yok" adlı haber ülkemizde kadına verilen değeri yine başlıklara taşıdı... Haberde aile içinde kadına yönelik şiddetin önlenemediği olaylara göre bir yılda kocaları ya da eski kocaları tarafından öldürülen kadınların sayısının 24'e çıktığı yazıyordu. Kadına yönelik cinayetler yaş, eğitim düzeyi ya da ekonomik duruma bakmıyor. İşsizlik, kıskançlık, ihanet şüphesi ve kadının boşanma isteği cinayetle sonuçlanıyor. Kadına yönelik şiddet, tüm dünyada en acımasız haliyle devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her üç kadından biri dövülüyor ya da tecavüze uğruyor. Her 5 dakikada bir kadın, cinsel taciz ya da şiddete maruz kalıyor. Uluslararası Af Örgütü'nün araştırmasına göre cinayet kurbanı kadınların yüzde 70'i eşleri tarafından öldürülüyor.
ANNEOLABİLMEKİÇİN... Eğitimi ve ekonomik durumu ne olursa olsun kıskançlık, tek taraflı başarma isteği ya da anlık öfkelerle, kadın cinayete kurban gidiyor. Cinayet aracı ise genelde bıçak ya da tabanca oluyor. Bizlerin duyup öğrenemediği, yakınları tarafından tacize uğramış, tecavüz edilmiş, şiddete maruz kalmış binlerce, on binlerce kadının var olduğunu biliyoruz. Töre, namus cinayeti gibi bir toplum için utanç verici olacak gelenek, görenek ve adetler, kadının şiddet görmesine ve hatta ölümüne yol açıyor. Türkiye'de hala kadınların yüzde 40'ı görücü usulüyle evlenirken, yüzde 20'si nikahsız yaşıyor. 100 kadından 2'si yüksek öğretim görüyor. 8 milyon kadın okumayazma bilmiyor, yüzde 30'u dini nikahla yaşıyor. Kadınların yüzde 5'i doğum kontrolünü uygularken, yüzde 64'ü hamilelik döneminde doktor yüzü görmüyor. Ki bu özellikle kırsal kesimde çok yaygın. Anne olabilmek için yılda 2 bin 500 kadın yaşamını yitiriyor.
ANMAMAKNEMÜMKÜN! Berdel, başlık parası, töre, namus cinayetleri, dayak, baskı, cinsel taciz, tecavüz, gelenekler kadını hedef almaya devam ediyor. Yani 21. yüzyılda Türkiye'de hala kadının adı yok. Kadının adı yok derken rahmetli Duygu Asena'yı anıyorum. Kadın haklarının öncüsü gazeteci-yazar birçok kitabı hepimizin evine girmiş yazar. En sevdiğim kitapları Kadının Adı Yok, Aslında Aşk da Yok, Ayna da Aşk Vardı, Paramparça, Kahramanlar Hep Erkek, Değişen Bir Şey Yok... Duygu Asena, Türkiye'de kadın haklarının savunucusu. Duygu Asena'yı anmamak ne mümkün. Herhalde yaşasaydı hiçbir şeyin hâlâ değişemediğini görmek onu ne kadar üzerdi. İşte Türkiye'de kadın olmanın zorlukları!