Sorumluluk yok, monotonluk yok. Sadece heyecan ve tutkunuzun hakim olduğu bir başlangıç ve son. Sahi tek gecelik ilişkiler akıllarda hoş bir anı mı, yoksa bir kabus olarak mı kalıyor? Pek çok kadın tek gecelik ilişkileri her şeyden önce etik açıdan doğru bulmasa da, tanıdık ve güven duyulan bir kişiye rastlanması veya aradığı yoğun duygularla istisnalar yaşayabiliyor. Kadın, yaşayacağı ilişkinin tek gecelik olacağını baştan bilse de, hesap etmediği duygular devreye girebiliyor. Durumu baştan kabul etmesi, hayal kırıklığına uğramasını ve üzülmesini önleyemiyor. Elbette tek gecelik yaşayıp aşık olmayan kadınlar da var. Ama bu tür ilişkilerde sabah uyandığınızda rahatlıkla evinize dönüp ondan hiç haber almamayı umursamayacağınızın garantisi hiçbir zaman olmuyor. Aldığım bir e-mail'i aynen size aktarıyorum.
AŞIK OLDUM ANCAK! 'Tek gecelik bir ilişki yaşamak mı? Asla! Bir daha görmeyeceğim bir erkeğin bana dokunmasına nasıl izin verebilirim ki?' derdim hep. Ta ki arkadaşım Cem'le 5 yıl sonra yeniden karşılaşıncaya kadar. Arkadaşlarımla tatil için gittiğim Kaş'ta çıktı karşıma. Cem'le aynı işyerinde çalışmış, o Antalya'ya yerleştikten sonra da bir daha görüşememiştik. İşte ne olduysa gece yemek sonrasında katıldığımız bir partide oldu. Arkadaşlarımla dans ederken bana kaçamak bakışlar attığını fark edince, kalbimin çarpışını fena halde hissetmeye başladım. Saatler ilerledikçe birbirimize yakınlaşmış, flört etmeye başlamıştık. Partiden ayrıldıktan sonra gizlice buluştuğumuz sahilde denizden gelen tatlı bir esinti, görünmez parmaklarıyla bize usulca değerken dudaklarımız tutkuyla buluşuverdi. Nasıl olsa Cem bir yabancı değil, yıllardır tanıdığım bir adamdı. Kumsalda sarmaş dolaş yürüdükten sonra otelin yolunu tuttuk ve hani filmlerde hep izleriz ya... Ruhumu yepyeni bir heyecan dalgası sarmış, hiç hesapta yokken aşık olmuştum. Cem ise sabah kahvaltının ardından hepimize veda ederek Antalya'nın yolunu tutuverdi. Aylarca yolunu gözledim. Cem beni bir daha hiç aramadı. Evet, onunla sevgili olacağımız düşlerini kurmamalıydım. Ama o da benim gibi birden yoğun bir duygu seline kapılmış olamaz mıydı? Meğerse Cem için sadece hayatına renk katan bir kadından öteye gidememiştim. Pişman veya kırgın mıyım? Hayır, birlikte geçirdiğimiz saatler boyunca bana öyle saygılı ve sevgili davrandı ki! Her saniyesi hafızamda kazılı kalan öyle güzellikler yaşattı ki; hiç pişman olmadım. Ancak ben de Cem'i keşke sadece tek gecelik bir hoşluk olarak görebilseydim demekten kendimi alamıyorum. Böylece aşk acısı çekmez, aylarca yolunu gözlemek zorunda kalmazdım. (Not: Evet, kadınlarla erkekler arasındaki fark bu örnekte de olduğu gibi farklı bakış açısını yansıtmıyor mu? Biz kadınlar daha çok kafa patlatacağız bu konulara.)