Evet okullar açıldı. Öğrencilerde yeni sınıflarına ve arkadaşlarına kavuşmanın tatlı heyecanı, velilerde ise çocuklarının okula başlamasıyla masrafların telaşı... Yok okul parası, kayıt parası, forma, ders kitapları darken ay sonunu nasıl getireceği düşüncesi... Allah kolaylık versin... Bir çocuğu okutmak, gerçekten aileye büyük sınıtı veriyor. Hem çocuğunu okutmanın gururu hem de maddi anlamda sıkıntısı... Lisede okuyan iki çocuğum var. İkisi de özel okullarda okuyor. Okulun açılmasıyla kitap derdine düştük. Okul açıldı ama kitap yok, forma yok. Hâlâ basılmamış kitaplar, hâlâ yetiştirilemeyen formalar... Çok acayip geliyor. Okulun açılacağı tarih, aylar öncesinden belli olmasına rağmen ders kitapları hâlâ yok. Ay sonu gelecekmiş. Peki bu çocuklar okulda ne yapacaklar kitapsız?
ALLAH AKIL FİKİR VERSİN! Okulda ne yaptıklarını soruyorum, "Daha dersler başlamadı ki, boş boş oturuyoruz" diyorlar. Allah akıl fakir versin. Öğrencilere de, öğretmenlere de, okul idaresine de... En başta da bu alandaki yetkililere... Madem kitap yok, neden okulu açıyorsunuz? Ya da kitaplar neden basılamıyor? Gerçekten şaşırıyorum. 2.5 ay gibi bir tatilden sonra öğrencilerin adaptasyonu da zor olsa gerek, kitaplar gelecek sonra da bayram tatili girecek. Tam adapte olunurken yine tatil. Vallahi öğrenci olmak da zor. Geçen gün okuduğum bir hikayeyi size yazmak istiyorum.
Yaşadığın hikaye, hayatta bıraktığın izdir. Hikaye sensin. Hiç hayallerinizden sıfır aldınız mı?
GERÇEKÇİ HAYAL...
Bu öykü çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle çocuğun öğretimi kesintilere uğramıştır. Orta 2'deyken büyüdüğü zaman ne olmak, ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini bile çizdi. Krokiye bin metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Binaların, ahırların, koşu yollarının yerlerini gösterdi. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev tam kalbinin sesiydi. 2 gün sonra ödevi geri geldi. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış koca bir "0" ve "Dersten sonra beni görmeye gel" notu vardı. Çocuk hocasına; "Neden 0 aldım?" diye merakla sordu. Hocası; "Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal. Paran yok, gezginci bir aileden geliyorsun, kaynağın yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Bunu başarman imkansız. Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan o zaman notunu yeniden gözden geçiririm" dedi.
'KARARINI KENDİN VER' Çocuk evine döndü, babasına danıştı. Babası, "Bu konuda kararı kendin vermelisin. Bu senin hayatın için önemli bir seçim" dedi. Çocuk 1 hafta düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan hocasına tekrar götürdü. "Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin, ben de hayallerimi." O öğrenci bugün 200 dönümlük arazi üzerinde bin metrekarelik bir evde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev de şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı. Öykünün en can alıcı yanı, aynı öğretmen geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya götürdü. Çiftlikten ayrılırken öğrencisine, "Bak ben senin öğretmeninken hayal hırsızıydım. Öğrencilerimden çok hayal çaldım. Allah'tan ki hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın" dedi.