Önceki gün bir araştırma açıklandı. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında Almanya, öğretmenine en fazla maaşı veren ülke olurken Türkiye sonuncu oluyor. Zaten şu anda mevcut öğretmenlerimizin şikayetlerinin başında da 'ekonomik şartlar' geliyor. Yani şu anda öğretmenlik yapanlar mesleklerinden memnun değil. Buna rağmen yüz binlerce genç öğretmen olmak için yarışıyor. Hatta atamalarda yeterince kontenjan ayrılmadığı için devleti ve hükümetleri suçluyor. Bunların içinden atananlar öğretmenlik mesleğine kavuştuktan sonra bu kez suçlamalarına devam ediyor ve mesleğinin şartlarından şikayet ediyor. Yani atanmadan önce şartların ne olduğunu biliyorlar ve bu şartlar dahilinde öğretmenlik yapacaklarının farkındalar. Garip değil mi? Yani "Hem ağlarım hem giderim" durumu. Hatta bırakın atanmadan önceyi, eğitim fakültesini ÖSS tercihine yazarken bile ne olacağını biliyorlar. Ama talep patlaması yaşanıyor.
ARZ TALEPTEN ÇOK Şu anda 150 bin işsiz öğretmen olduğu söyleniyor. Diyelim ki bunların tamamı atandı ve göreve başladı. Şu anki şartlar kötü, kadro kalabalıklaşınca daha da kötüleşecek. "Atanamıyoruz" diyenler bu kez şu anki öğretmenler gibi "Geçinemiyoruz" diyecekler ki haklılar geçinemiyorlar. Ama bunu zaten baştan biliyorlar. Tüm işsiz öğretmenlere iş bulunduktan sonra eğitim fakülteleri mezun vermeye devam edecek ve bu kez o grup "Atanamıyoruz" şikayetlerine başlayacak. Demek ki arz talepten fazla... Öyleyse işin başında tedbir almak lazım. Eğitim fakültelerini ya zorlaştıracaksınız ya da sayısını ihtiyaca uygun hale getireceksiniz. Aynen tıp fakültelerinde olduğu gibi eğitim fakültelerinin de zorlaştırmak gerekiyor. Böylece mezun olan herkesin öğretmen olacağı ve bir sınava tabi tutulmayacağı hale getirmek lazım.