Hafta başında 14 milyon öğrenci okullarına döndü. 1 milyona yakın da öğretmen ve diğer çalışan var. Rakamlar dile kolay geliyor. Öğrenci sayımız şu an dünyada yüze yakın ülkenin nüfusundan daha büyük. Bugün işin bir başka boyutuna da dikkat çekmek istiyorum. Bu büyüklüğü ekonomiye kazandırma konusunda yeterli başarıyı yakaladığımız söylenemez. Eğitim reformunu tam yapamadıkça ekonominin istediği insan gücünü de yetiştiremiyoruz. Bırakın ortaöğretimi, liseyi, üniversite mezunları bile iş bulamıyor. İşsizlik özellikle 'beyaz yakalı' dediğimiz okumuş gençler arasında hızla yayılıyor. Bu noktada bir çelişkiyi de göz önüne serelim. Gazetelerin insan kaynaklar eklerine ya da eleman ilanlarının olduğu sayfalara bakıyor musunuz? Herkes eleman arıyor. Bir tarafta da işsizlik var. Buradaki problem iş ile işçiyi buluşturamamaktan kaynaklanıyor. İkinci ve asıl problem ise nitelikli ara eleman yetişmemesi.
ARA ELEMAN YOK
Mesleki eğitimin son yıllardaki kısır tartışmalar yüzünden zayıflatılması, bu okullara gidenlerin önüne konulan katsayı engelleri iş dünyasının ara eleman sıkıntısını daha da büyütüyor. Yani her tarafta elektrik, makine, inşaat mühendisi varken, kaynak yapacak, tornanın başına geçecek teknisyen bulunmuyor. Söylenecek çok şey var. Eğitimi planlarken ekonominin ihtiyaçlarının mutlaka düşünülmesi gerekiyor.