Son zamanlarda ilköğretim müfettişleri posta kutularımızı doldurup taşırıyor. Anlaşılan onlar da "Ağlamayan çocuğa meme vermezler" sözünün gerçekliğini anlayıp, örgütlü olarak ses çıkarmaya karar vermişler. Dünkü Takvim'de de yer aldı; teftiş ettikleri öğretmenlerden daha az maaş aldıklarından yakınıyorlar. Maaş durumları eskiden beri mi böyleydi, sonradan mı böyle oldu bilemem. Tabii ki, müfettişin denetlediği kişiden daha düşük özlük haklarına sahip olması iyi bir şey değil. Özellikle de, müfettiş daha önce mesleği yaptıktan sonra müfettiş oluyorsa. Önce meslek yapılıp sonra da müfettiş olmak, müfettişliğin daha yüksek ya da daha yetkin bir konum olduğunu gösterir. Öyle ise özlük haklarının da daha iyi olması gerekir. Fakat devlette genel olarak müfettişler önce müfettişlik yaparlar ve belli bir kıdeme geldikten sonra teftiş ettikleri idari görevlere idareci olurlar. Dolayısıyla, idari görevlerdekilerin özlük hakları müfettişlerinkinden iyidir. Özel sektörde de (bankalarda olduğu gibi) durum genelde bu şekildedir. Bu açıdan ilköğretim müfettişlerinin durumu farklı. Yine de, özlük hakları önceden beri böyle ise yakınma hakları olmaz. Sonuç kendi istekleridir. Tekrar öğretmenliğe dönme olanakları olup olmadığını yazmıyorlar. Galiba yok. O durumda Bakanlık ya özlük haklarını yükseltmeli ya da öğretmenliğe dönme hakkı vermeli.