Türkiye Eylül ayına yeni bir gündemle giriyor: Kıbrıs. Salı günü BM gözetiminde başlayacak müzakerelere "eli güçlenmiş" olarak oturuyoruz. Çünkü Kosova, Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlıklarını ilan etmelerinden sonra dünya artık KKTC'yi anlamaya daha yatkın hale geldi. Yeni müzakere döneminde Kıbrıs Rum kesimi eskiden olduğu gibi arkasında güçlü bir AB desteği bulamayabilir. ...Ve Kıbrıs sorunu bu kez, iki tarafın eşitliği temelinde "kısa sürede" çözüme kavuşabilir.
***
Ya Rum kesimi sorun çıkarırsa? KKTC ile aynı durumda olan Kosova, AB ve ABD'nin desteğini alarak bağımsızlığını ilan etmişti. Osetya ve Abhazya'nın "bağımsızlık" kararı ise Rusya tarafından tanındı. Rum kesimi sorun çıkarırsa, KKTC'nin tanınması yönünde önemli gelişmeler olabilir. Örneğin, şu sorunun yanıtını Avrupa ve ABD'nin beraber düşünmesi gerekiyor: Rusya; Osetya ve Abhazya'dan sonra KKTC'nin bağımsızlığını da tanırsa ne olacak?
***
Türkiye ve KKTC yeni müzakere sürecine iyi hazırlanmış durumda. Genelkurmay Başkanlığı devir-teslim töreninden sonraki kokteylde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve KKTC Cumhurbaşkanı mini bir "Kıbrıs zirvesi" yaptı. Ayrıca Orgeneral İlker Başbuğ konuşmasında açık bir tavır sergiledi: "Kıbrıs Türk halkı ve garantör devlet olarak Türkiye'nin kabul edebileceği bir çözüm ortaya konulmadan sorun çözülemez."
***
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın açıklamaları ise Türkiye'nin Kıbrıs müzakerelerindeki "kırmızı çizgiler"i açıkça ortaya koyuyor. Gül, Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları'nın eşitliğine ve ortaklığına dayalı, Türkiye ve Yunanistan'ın garantörlüğünde yeni bir devletin oluşturulabileceğini söylüyor. Talat ise Kıbrıs Türk halkının kazanılmış haklarının korunacağına dikkat çekiyor.
***
...Ve önemli bir detay: Türk tarafı 2008'in sonuna kadar çözüm istiyor. Çünkü müzakereler 2009'a sarkarsa, Rumlar Aralık 2009'da yapılacak AB zirvesini Türkiye'ye baskı için kullanabilir. Ama Türkiye ve KKTC'den daha fazla taviz koparma girişimi bu kez Rumlar'ı mevcut kazanımlarından da geriye düşürebilir. Türkiye'de çok bilinen güzel bir deyim var: "Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak." Kim bilir? Rumlar'ın küçük hesapları, belki de KKTC'nin tüm dünyada tanınmasına yol açar.