'Aşk bir uçurum isteğidir!' demişti şair Bir uçurum? Kocaman bir yükseklik. Oradan aşağı atmak kendini. Öyle bir şey mi? Yüksekten düşmek ya da? Betona çakılmak? Ya da bir denize düşmek onca yükseklikten ve kaybolma isteği midir? Herkes için bir açıkklaması vardır elbet. Herkesin kendine göre yaşadığı bir mevzu olması nedeniyle bunda bir sakınca yok tabii ki. Herkes kendine göre aşıyor evet. Acısını kendine göre tatlısını kendine göre.
Ama bir gerçek var ki aşk; bir uçurum isteğidir.
Çok bilmem hallerini. Beylik şeyler söyleyebilirim hakkında; Aşk denilen şeyin bir kimyası var bir fiziki durum değil sadece gibi. Üzerine kelam edecek kadar bilgili değilim. Nasıl yaşanacağı konusunda kesinlikle çoğu kişiyle ters düşerim. Ama şiirler bir aşkın nasıl yaşanacağına ilişkin derin veriler sunuyor insana; acılara batmamış bir aşk söyle bana!" mesela Aşkın acılarla bir yaşandığını söylüyor bu imge. Acı? Eza? Sıkıntı? Karşılık bulamamanın verileri olsa gerek.
NASIL BİR KİMYA Gerçekten merak ediyorum nasıl yaşadığını insanların bu duyguyu. Gün gelip insanı savunduğu ne varsa ondan kopartan, uzaklaştıran bu duygunun nasıl bir kimya doğurduğunu bilmek. Aşkları cinneti olanların cinnetlerini okuyorum gazetelerde; aşklarının başlangıcına ait cümleleri düşünüyorum sonra.
Birbirlerine en güzel aşk sözcüklerini fısıldamışlardır herhalde. Gazetelerde bu sözcüklerin döküldüğü özel sayfalara bakıyorum. Neler söylemişler neler.
Neyse; sadece söze ait bir kimya mı bu? Sözlerle şekillenen ya da? İç ürpertisi, fiziki beğeni? E onlar da var. Sonrası; iyilik güzellik!" demişti Cemal Süreya.
Sonrası o elektriğin önemli tabii ki. Bu elektriği sürekli kılmak; çiçeklerle, şiirlerle, tatlı sözlerleİyiliği artırarak arada. Sarsılmaz bir yürekle sevmek. Bu duygu bende daha çok hakkaniyet duygusunu çağrıştırıyor. Karşı tarafı düşünürken ona yine kendimiz için istediğimiz kadar gerekli ihtimamı göstermek, özenli davranmak. Büyük bir hakkaniyet duygusuyla hem de.
Daha çok bir sürüklenme biçimi olduğunda karar kıldım. Siz ne dersiniz bilmem. O büyük hakkaniyet söylemlerini dinledikten sonra Yaşar Nuri Öztürk hocanın önünde duramadığı o büyük çığın kışmeti harbiyesi neydi ki bu dünyada? (Hakkında söylenenler doğruysa tabii ki!) Nasıl bir duygudur ki bu aşk? Ve elbette ki ve belli ki; Her aşk bir uçurum isteğidir!"