Topa girmeyeyim diyorum amaDurum ortada; futbolumuzn liginde (anneannemizin mi demeliydim?) çok para dökülerek hazırlanmış izleme alanları ve yine kucak dolusu para verilerek yararlanılan tribünler, sahaların durumlarının çok gerisinde bir profil çiziyor. Tribünler ve localar, VIP olarak adlandırılan bölümler; insanın kendisini uzay üssünde hisedeceği varsayılan alanların durumu da ortada. Kimse sadece kendileri için ayrılmış cam bölümleri VIP sanmasın. Geçtim VIP'sinden; işin aslıolan yanı izleyici olmanın zevkli ve eğlenceli bir yanı olduğunu herkesin ortak bir duyguda, hadi diyelim ille de ortak olmasın böyle bir duyguda yanyana geldiği mekanların yine aynı heyecan düzeyine uygun dizayn edilmesi gerekmez mi?
Kadınların ve çocukların olmadığı bir izleme ortamının; oyunun adabına ne kadar ters düştüğünü gördük. VİP'de sular akmıyor, özel bölümler insanda soygun hissiyatını yaşatıyor sadece.
Bırakın alan düzenlemesinden; işin sırrı sadece bu alanları, tribünleri doldurmakta mı acaba? Kaldı ki bu doluluk oranı kimi ifade eder? Hangi duyguyu? En çok izleme oranını olduğu futbolda bile durumumuzun ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Oysa UEFA Avrupa Şampiyonası'nda elde ettiği 2004'e göre yüzde 53'lük daha iyi kazanç payını büyük olasılıkla futbola, kullanım alanlara ve seyircinin o alanlara çekilmesine harcayacak.
Çünkü dış kurumlar sadece stadyumun doldurulmasıyla değil dolu stadyumların sürekliliğiyle ve stadyumu dolduranların mutluluğuyla da ilgileniyorlar.
Hem yaşam alanlarının sosyolojisi hem de sportif anlamda büyük mutsuzluklar yaşan bir ülkede durum elbette ki dışarıdan farklı olacak. İzleyici talebini artırmadığımız müddetçe, bunun kanallarını açmadığımız sürece, olimpiyat üzerine konuşmak ham hayal olacak. Ülkemizde sektörün en gelişmişi futolda durum böyleykenUEFA düzenlediği organizasyonlarla gelirlerini Medya Hakları'nda; %43, Ticari Haklar'da %53 Bilet Gelirleri'nde %13, Kurumsal Ağırlama'da %348 Toplam'da %53'lük bir değişim oranı yakaladı. Bu oralnlar dediğim gibi sportif başarının yakalanmasına ve kalıcılaşmasına harcanacak
Yani 'Avrupalı yapmış canım!' serzenişimiz doğrudur. Okullar, çocuklar, taban birlikleri, amatör spor destek bekliyor, taraftar ilgi bekliyor, spor yapmak isteyenler elli yıl geriden takip ettiğimiz alan gelyişmesinin tavan yapmasını istiyorlar... Yoksul olunabilir, aç düşülebilir, işsiz kalınabilir, moral bozukluğu had safhadadır; ama bünye hep vardır bir insanda; aç, tok, zayıf, halsiz... Neyse... Spor bir moral değerdir bir ülke için... Ama önce aç kanrımızı mı doyuralım? Peki o zaman...