Başbakan Tayyip Erdoğan açıklamıştı.
"Acil servisten kimse dönmeyecek!"
Evet, hiçbir hastayı acil servisten döndürmüyorlar.
Ama hayata da döndürmüyorlar.



Bizden başka hangi ülkede, bir hasta, hastaneye girdiği an, terk edilmiş duygusu yaşar?
Başka nerede, acil servise giren hasta, köre adres soran sağır çaresizliğindedir?



Her insanın hayatı, Allah'ın yazdığı bir peri masalıdır. Ama bizim hastanelerde ucuz ölüm hikayeleri yazılır.
Parası olanlar el üstünde taşınırken, bazı doktorların parası olmayanları iyileştirmek için acelesi yoktur.
Kimseyi yok yere zan altında tutmak gibi bir düşüncemiz de yok.
Kanıt arayanlar, bir hastane odasında birkaç saat nöbet tutsun yeter!



İnsanlara cüzdanına göre muamele yapılan düzen, ülkemizin klasik düzeni diye, cana değer vermeyenlere saygı mı duyalım?
"Aman canım,neremiz doğru ki, hastaneler doğru olsun" diye, meseleyi hafifletelim mi?
Kutsal bir mesleğin, insan canına vermesi gereken değeri, portmantoya asmasına göz mü yumalım?
Doktorluğun anayurdu, bütün canlıları kurtarmayı buyurmadı mı yoksa?



Keşke bizlerin gördüğünü, Başbakan Tayyip Erdoğan da görebilse...
Davulun tokmağına uzaktan vurmakla, meselenin halledilmediğini gözleriyle görebilse...



Çünkü biliyoruz ki...
Hastalar hastanelerini hak etmeliyse...
Başbakanlar da aldıkları oyları hak etmelidir.