Beklentiler üzerine kurulu bir hayatımız var. Hep birşeyler beklemekten bitap düşmüşüz. En kötüsü de işin, beklediğimiz gerçekleştiğinde, yeni bir beklenti gecikmeden dolduruyor ruhumuzu. Acı çekiyoruz hep birlikte. Herkes bir başkasınınsapladığıhançerikendiyüreğindehissediyor. Kendimize yapılanı tamir etmek yerine, başkasının canını acıtarak iyileştirmeye çalışıyoruz yaralanan ruhumuzu. Dostlar aynı kahvede, birlikte içtikleri çaylar eşliğinde zehirliyorlar birbirlerini. Aşk,yaralıbirarslangibi,sevişmektensesaldırmayıtercihediyor. Hepimiz derin bir keder içindeyiz. Başkasından bize bulaşan acıyı tedavi etmek yerine, ötekini yaralamakla şifa bulmak peşindeyiz. Böyle yaşamak iyi gelmiyor bize. Bir yerlerde mutlaka yanlış yapıyoruz. Mutlu olmak için sürekli istemek yerine, biraz da vermek gerektiğini, hayatımızın içerisine bir sokabilsek, O zaman hayatıkirlerindenkurtarmanın,hasetleyaşamaktançokdahakolayolduğunuanlayacağız. Anladığımızda, şimdiki hayatımızın yüzüne bile bakmak gelmeyecek içimizden!