Pazar kahvaltıları doyumsuz olurdu. Şimdi de
muhteşem sabah kahvaltıları nın varlığından bahsediyorlar.
Yüz çeşit, iki yüz çeşit birbirinden enfes yiyeceğin, bakılmaya doyumsuz sofraları süslediği sabah kahvaltıları için 'muhteşem' diyorlar.
Yaz bahçelerinde , deniz gören, orman gören, onlarda yoksa havuz gören mekanlarda
ikindi serinlerine kadar uzayan , Pazar kahvaltıları övüle övüle bitirilemiyor.
Hepsi yalancı mutlulukların,
büyük düş kırıklıklarını gizleme seansları. Belki de 'parayla saadet olur mu?' denemeleri.
Biz eskiden, pazar sabahlarının erken vakitlerinde, içimiz içimize sığmayarak buluşurduk. Her zaman gittiğimiz,
sessiz pastanemizin, kuytularına kaçan manzarasız bir masa bulur oraya otururduk.
Kendi ellerimizle küçücük ekmek parçacıkları koparır, üzerine reçel sürerek, onu uçak gibi havada dolaştırıp,
aşkın kiraz dudaklarının arasına kondururduk.
Karar sizin muhteşem olan mı güzel yoksa aşkla oynanan küçük oyunlar mı? Pazarı pazar yapan sofra mı, başı dumanlı aşk mı?