Nasıl ağlıyorlar!!! Televizyon programlarında bir ara modaydı; kesildi şimdilerde tekrar başladı. Bir türkü duyuyorlar ağlıyorlar, dokunaklı bir şiir söyleniyor ağlıyorlar. Gerçi artık neler çektiklerini anlatıp alayarak bunu soslayan pek görünmüyor ama...
"Ağlamak güzeldir!" diyordu Sezen Aksu bir şarkısında; "Süzülürken yaşlar gözünden!" "Ağlamak ayıp değil silme göz yaşlarını / yeter ki ağlarken eğme önüne başını / varsan da sevdiğine bir gün geç bir gün erken / mutlu olur mu insan milyonlar umutsuzken!" Bu da gençlik aşkımız Melike Demirağ'ın seslendirdiği bir şarkıydı; Arkadaş elbette ki aaah o güzel şarkı. Herkesin bir şarkısı var değil mi? Evet var. Cikletlerden çıkan maniler bile güzeldi. Camların buğusuna yazılan 'seni seviyorum' sözcüğü güzeldi. Hayata ve yasaklara nanik yapan bir çocuk gibiydi gençlerin sevdası o camlarda.
MİNİK SERÇE Annem; "Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler?" adlı şarkıda Hicaz dökerdi cümleleri. "Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim?"i söylerdi rahmetli babam Baki Duyarlar'ın bestesinde içlenerek. Ben Arkadaş şarkısını çok sevmiştim. Bizim kuşak o şarkıyı çok sevdi zaten. En az memleketi, ülkeyi ve hayatı sevdiği kadar. Herkesin bir şarkısı var mıydı? Vardı. Milletlerin, insanların, toplulukların, sınıfların, okulların, Minik Serçe'nin şarkıları, Zeki Müaren'in şarkıları, Erol Evgin'in şarkıları... İşte Öyle Bir Şey'di işte; İşte Böyle Bir Şey... Her biri ayrı bir duyarlılık göstergesiydi o şarkıların. Kimsenin kimseye küfür kafir sözcüklerle yazıldığını görmedim-duymadım-dinlemedim o şarkılarda. Yabancı şarkıların tadı da bir başkaydı -gerci onların hala öyle-
HADİ HADİEEE Şöyle demişim zamanında; "Mal ve piyasa ikilemine zorlanmaktan midemiz bulanıyor. Zeki Müren'i, Adnan Şenses'i, Muazzez Abacı'yı, Müzeyyen Senar'ı, Münir Nurettin Selçuk'u, Erkin Koray'ı, İlhan İrem'i -ama bugünkü halini değil- Yeliz'i, Beyaz Kelebekler'i, Sezen Aksu'yu -Minik Serçe olduğu zamanları- İskender Doğan'ı, Attila Atasoy'u, A. Rıza Binboğa'yı, Orhan Gencebay'ı -Aaah baba, senin ne işin var o yarışmalarda?-, Fecri Ebcioğlu'nun, Tanju Okan'ı, Altan Erbulak'ı, Moğollar'ı dinlemek, Yılmaz Güney'i, Yıldırım Önal'ı, Fatma Girik'i, Filiz Akın'ı, Türkan Şoray'ı, Hülya Koçyiğit'i -o güzel koşuşunu- Sadri Alışık'ı izlemek istiyorum. Onlarla birlikte şarkı söylemek, hüzünlenmek, sevinmek, acı çekmek, ayrılmak ve kavuşmak, Radyo Tiyatroları'nı dinlemek istiyorum."
Tam da böyle bir hissiyatı yaşadığım bir döneme denk geldi şu şarkı. İnmişim kıyılarına memleketin. Bünyeye iyot yapacağım. Nereye ilişsem şöyle bir şarkı var hoparlörlerde; "Hadi hadi hadiieeeee!" Bangır bangır bağırıyor bu 'yaladım yuttum alemi!' şarkısı. Bu memleketin şarkısı bu mu gerçekten?
O zaman ağla sevgili ülkem; ağla.