Sözün ne önemi var? Gerçeklerin gerçek olmasının ne anlamı var? Türkiye basit gerçekler karşısında, en yalın haliyle iyi ve kötü ayır etmek ve gereken tavrı göstermek yerine korkunç bir "senin iyi benim kötüm" kavgasının sıcak zamanlarını yaşıyor. Kötülüğün yapılmış olmasından çok ne için ve kim tarafından yapılmış olduğunun duruşları belirlediği garip bir alt üst oluş dönemindeyiz. Taraf olmayı dürüstlüğün ve objektifliğin yerine koyan bir duygu karışıklığı bu. İyileri ve kötüleri, doğruları ve yanlışları kendi bulunduğu cepheden görünüşlerine göre değerlendirme hastalığı bu. Türkiye'deki en büyük suç taraf olmak Kendini açıkça ilan etmişsen, duruşunu netleştirmişsen en doğru sözü bile söylesen karşındakine kar etmiyor. Demokrasi diyorsun, "hayır sen hangi taraftasın?" sorusu tüm haşmetiyle karşına çıkıyor. Toplumsal irade üstünlüğü diye cümleye başlamaya niyetleniyorsun, "çoğunluğun tahakkümü olmaz kardeşim" diye kesip atıyorlar. Ergenekon mesela gibi bir konuşma başlangıcı daha kafadan "AKP'li misin sen?" sorusunu otomatik olarak önünüze getiriyor. Ağzınla kuş tutsan kimse içeriğe bakmıyor, varsa yoksa şekil şemal, taraf, durduğun yer. Diyelim ki bir yayın organı dibine kadar doğru bir haberi yapıyor, okuyanların en azından bir kısmı haberin içine bakmak yerine kimin yaptığına bakıyor. Ve sorular peş peşe geliyor, "Bu haberi niye yaptı şimdi bu?" "İyi de birader" diyorsun, "Kimin hangi amaçla yaptığını boş ver, haber doğru mu yanlış mı, ona" bak gibisinden karşı fikir beyanına teşebbüs ediyorsun, adın hemen "Fethullahçıya" çıkıyor... Bu ülkede bir tek taraf olursan söylediklerin doğru... AKP'li olmayacaksın... Demokrat olmayacaksın... AB'ye inanmayacaksın... İnsan hakları ve dini özgürlükleri ağzına almayacaksın... MHP'li de olmayacaksın... Dindar, liberal ya da Fethullahçı asla... Kendini sağcı, merkez ya da muhafazakar olarak da tanımlamayacaksın... Milli görüşçü, Kürtçü olmak hatta kimi zaman Kürt olmak zaten kafadan sakıncalı... Herhangi bir cemaat mensubu da olmayacaksın... Ama sade suya tirit olabilirsin, sakıncası yok... Peki kimlerin söyledikleri ciddiye alınıyor(muş): Ulusalcı, Kemalist, ADD üyesi, CHP'ye oy veren, Ergenekon'daki genel zihniyeti olumlayanlar... Maksimim yüzde 20'mi dediniz. Ama onlar hala bu ülkenin en güçlü kesimi olduklarını ve sadece kendilerinin söz söyleme hakkına sahip bulunduklarını ön görüyorlar. Ergenekon'a sağır-dilsiz ve kör kalmış 3-5 yayın organının yayın politikalarında birazcık daha torpilli yer bulduklarına bakarak hala bu ülkeyi yönetebileceklerini, hala güçlerini koruyabileceklerini hayal ediyorlar...