Eski püskü, yıllar öncesinden kalmış, oraya buraya saklanmış notlar, mail'ler, sözler biriktiririm çoğu zaman. Gün gelir onları karıştırırım. Kimi çok hoşuma gider, kimi yıllar önceki tadı vermez. Ama çoğunda aynı hazzı, aynı duyguyu bulmuşumdur. Şimdi sizlerle paylaşacağım bu masalımsı hikaye işte bunlardan biri. 03 Eylül 2000 yılında mail olarak gelmiş ve saklamışım. Ve saklamaya devam edeceğim, kim bilir belki de çocuklarıma daha sonra da torunlarıma anlatacağım güzel bir masal olur gelecekte. Şayet sizler de beğenirseniz ister eşinize, ister sevdalınıza, ister çocuklarınıza anlatırsınız.
İştesizePAZARMASALI! Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar varmış. Günlerden bir gün o kadar sıkılmışlar ki, SAFLIK ortaya bir fikir atmış. "Neden saklambaç oynamıyoruz?" İyi huylar ve kötü huylar bu fikri çok beğenmiş ve ÇILGINLIK çılgın çılgın bağırarak "Ben ebe olmak istiyorum, ben ebe olmak istiyorum" demiş. Tabii ki hiç kimse çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için, çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış. 1, 2, 3... Ve çılgınlık saydıkça iyi huylar ve kötü huylar saklanmaya başlamışlar. ŞEFKAT ayın boynuzuna asılmış, İHANET çöp yığınının içine girmiş, SEVGİ bulutların arasına kıvrılmış, YALAN bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş, çünkü gölün dibine saklanmış, TUTKU dünyanın merkezine gitmiş, PARA hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış... Ve çılgınlık saymaya devam etmiş: 79, 80, 81, 82... AŞK'ın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar saklanmış. AŞK,kararsızolduğuiçinbirtürlünereyesaklanacağınakararverememiş. Ve çılgınlık 95, 96, 97... 100 dediği an AŞK sıçrayıp kendini güllerin arasına atmış ve oraya saklanmış. Ve çılgınlık bağırmış "Sağım solum ebedir, geliyorum!" arkasını döndüğünde ilk önce tembelliği görmüş, o kadar enerjisizmiş ki saklanacak hali yokmuş. Sonra ŞEFKAT'i ayın boynuzunda görmüş, İHANET'i çöplerin içinde, SEVGİ'yi bulutların arasında, YALAN'ı gölün dibinde, TUTKU'yu dünyanın merkezinde sırasıyla hepsini, birer birer bulmuş fakat bir türlü AŞK'ı bulamıyormuş. Ve ÇILGINLIK umutsuzluğa kapılmış, AŞK'ı bulamıyormuş. Derken HASET bulunamadığı için haset haset çılğınlığın kulağına fısıldamış: "AŞK'ı bulamıyorsun, o güllerin arasında saklanıyor" Ve çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa alarak güllerin içine dalmış. Çılgınca elindeki sopayı sağa sola saplamış, saplamış, saplamış, ta ki yürek burkan bir haykırma onu durduruna dek. BuhaykırıştansonraAŞKelleriyleyüzünükapayarakortayaçıkmış. Parmaklarının arasından, iki sicim kan akıyormuş, gözlerinden. Çılgınlık aşkı bulmak için heyecandan aşkın gözlerini sopa ile kör etmiş. "Ne yaptım ben? Seni kör ettim. Nasıl iyileştirebilirim?" diye bağırmış ve AŞK cevap vermiş: "Gözlerimi geri veremezsin ama benim için bir şey yapmak istersen, kılavuzum olabilirsin." İşte o günden beri AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR VE HER ZAMAN ÇILGINLIK YANINDADIR.