Gözlerime inanamadım haberi okuyunca; "Tuba Ünsal sevgilisi Murat Han'ı kene ısırınca kendisine de bulaşır korkusuyla terk etti!" Yahu yanlış mı okuyorum yine sallama çay tadında olmasın bu haber diye bir bakayım dedim ama haber aynen okuduğum gibi ve neredeyse bütün gazetelerde hak ettiği yeri almış. Bunda ne var? Şimdi habere tekrar bakalım. Birbirine aşık iki insan; tamam. Sanatçı bunlar! O da tamam. Misyonları var. Olay şu; film çekimi yaptıkları beldede nebat çok. Dolayısıyla da kene çok... Murat Han'ın koluna kene düşecek olmuş. Kene bu; nereye düşeceği belli olmuyor. Yörede tavuk ve kuş katliamı sırasında henüz larva olan keneler bugün palazlanıp Kongo'da eğitim görmüş, sökün eylemişler arz-ı endam ediyorlar insanın olduğu yerlerde. Engel yok mania yok. Yürüyorlar, zıplıyorlar... E işte yurda yayılan kene vakalarından biri de film setinde yaşanmış. Murat Han hastaneye gitmiş, kene çıkarılmış, incelenmiş Kırım Kongo Kanamalı Hastalığı olmadığı anlaşılmış yüreklere su serpilmiş ve olay bitmiş. Yok; bitmemiş işte onu diyorum. Sevgilisi Tuba Ünsal, kene mağduru Murat Han'dan kene mikrobu kaparım diye ayrılmış! Bünye böyle haberlere alışık değil. Titredim resmen. İnsan düşünün ki aşık oluyor, seviyor, bağlanıyor. Hasta olunca o sevgili çekip gidiyor. Usta; verem olurduk başımızı beklerdi sevgililerimiz, verem olurlardı başını beklerdik sevgililerimizin. Bu ne yalap şulaplıktır, bu ne kendini bilmezliktir, bu ne kadirkıymet bilmezliktir, bu ne... Lügatın çapı yetmiyor bu sevgisizliği anlatmaya. Siz ne demeye aşık oldunuz ve neye aşk dediniz bilmek isterim? Hastalıkta ve sağlıkta diye bir şey duymadınız mı? Ah de vefa diye bir şey size hiç uğramadı mı? Bu nasıl bir sevme biçimidir? Ayrıca... İnsanın aklı duruyor böyle durumlarda. E insan kısım kısımmış yer damar damar... Böyle yaşayan da var başka türlü de. Herkes için bir değil kavramların, davranışların bıraktığı etki-iz, çağrışım... "Düzde geçerim yokuşta ekerim!" kamyon edebiyatıyla yürür mü bir aşk? Kamyoncuları aşağılamak için değil bu dediğim. Demem o ki; bu özdeyiş kamyoncu arkadaşların yol mevzusuna yaklaşımıyla ilgili; bir tecrübe bir aşarım-yutarım hali var o sözde. Ama sen sevdayı bir uzak 'kene' masalı gibi görürsen olmaz. Olamaz... Kene bahane aslında. E biri gitmek istediyse değil kene ejderha olsan ketmez. E Murat'ım sen de bırak gitsin güzel ablayı; "Sevda çöllerinde Leyla olmayacaksa ne Mecnun'u çağırsın ne aşkı incitsin!" Ben baktım aşk otağında meyve olamayacağım ne dalı kırdım ne yaprağı incittim! Onu bilir onu söylerim...