"Vur patlasın, çal oynasın" anlayışıyla "Bas bas paraları Leyla'ya" mantığının hakim olduğu günümüzde, çok başarılı ve örnek bir belediyecilikten söz etmek istiyoruz. Geçen hafta sonu, Ankara'nın ilçesi Beypazarı'nda geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güneş Festivali vardı. 3 günlük festivalin ilk gününde, belediyenin restore ettiği Beypazarı Kent Tarihi Müzesi açıldı. İlçenin tarihi seyri, maket ve kalıntılar ile dönemlere ait eser ve belgeler sergilendi. 10 sanatçının fotoğraf ve resim sergileri açıldı. Artık festivalin gediklisi ve evsahibi olan Japonya'dan tutun, Bulgaristan ve Gürcistan'a kadar ülkelerin temsilcileri kültürel özelliklerini yansıtan gösteriler sundu. Ankara'ya 1.5 saat mesafedeki ilçede, Türkiyemiz'in açık arayla, üstelik istisnasız, en başarılı Belediye Başkanı sayılan Mansur Yavaş'ın önderliğindeki bu festivali, ayrıca 30'u aşkın il ve ilçe belediyesi de katılarak ürünlerini tanıtma fırsatı buldu.
Halkın katıldığı festival Türkiye'de, özellikle bu mevsimde, her hafta onlarca, sonuçta da yüzlerce belediye festivaller yapıyor. Şarkıcı türkücüler sahne alıp yazımızın başlangıcındaki gibi, herkes vur patlasın çal oynasın hoplayıp zıplıyor. Gönüllerin veya iş yapan müteahhitlerin veya doğrudan belediyelerin kasasından dünya kadar masraflar ediliyor. Sonuçta her şey bitip gidiyor. Bu festival ise hiçbirine benzemiyor. Kültürel mirasa sahip çıkıp nesilden nesile aktarma, milli ve uluslararası dayanışma, sanat ve sanatçıyı koruyup kollama var. Dahası; rekabetin bile kindarlık ve çekememezlik gölgesinde kaldığı bir zamanda, Beypazarı Belediyesi başka belediyeleri davet edip onlara tanıtım fırsatı sunuyor. En önemlisi; Türkiye'deki festivaller içinde 7'den 77'ye tüm halkın katkısı ve kalkınmasıyla yapılan tek festival Beypazarı'ndaki oluyor. Dile kolay, tam 130 bin kişiyi festival kapsamında hafta sonu Beypazarı'na gidip geziyor. Yöresel ürünler adeta kapışılıyor. Beypazarı kurusu, tarhana ve erişteler tükendiğinden binlerce kişininin talebine yetişilemiyor. Ne mal ne de yer kaldı Küçüçük bir ilçenin sokakları insan selinden geçilmiyor. Az olmamasına rağmen lokanta ve tesislerde yer bulunamıyor. Bin 500 kişiye aynı anda hizmet verebilen tesisin sahibi her gün ancak 6 bin kişiyi ağırlayabildiklerini üzüntüyle anlatıyor. Bütün bunları gerçekleştiren zihniyet ve iradenin sahibi de ilçenin Belediye Başkanı. Dağın başında adeta kaderine terk edilmiş, işsizlik ve güçsüzlükten halkı bunalmış bir ilçeyi geçmişini sahiplenerek geleceğe taşıyor. Helal olsun Başkan Mansur Yavaş'a... İnşallah bu defa Beypazarı yerine Belediye Başkanı olur Başkent Ankara'ya...