İlim ve irfan sahibi, fikir dünyamızın mütevazi şahsiyeti, Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi, namıyla ma'ruf (bilinen) Dilaver Cebeci'yi de kaybettik. Hayatı, duruşu, dokunuşu, hissedişi, gülüşü, ağlayışı, haykırışı, kükreyişi, seslenişi ve deyişleriyle bambaşka biriydi! Tabii ki; milletimizin çoğunluğu Dilaver Cebeci'yi tanımadığı gibi, ismini de duymamıştı! Kimdir, ne iş yapar, nerede gezer tozar, bilen ve tanıyanı sadece herkesin bilen ve tanıyanından biraz fazlaydı o kadar! Sizin, bizim tanıdıklarımızdan veya tanıyanlarımızdan 2-3 misli olsun, yahut biraz daha üstünde kişi bilebilirdi. Dilaver Cebeci'yi ve kim olduğunu! Ama bu Dilaver Cebeci, yani Emr-i Hak vaki olup geçen hafta rahmete tevdi edilen Dilaver Cebeci, bir Türkiye aşığıydı. Türk milletinin sevdalısıydı. Türk dünyasının Dede Korkut'larından biriydi. Yazılarında rumuz olarak kullandığı Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi imzasıyla, Osmanlıca, Farsça ve Arapça'yı Türkçe'nin enginlerinde harman edip muhteşem bir musiki dili ortaya çıkartırdı. Şair tarafında garip ve mazlum halkımız vardı. Masumiyetle sadakat ve sevgiyi öylesine terkip ederdi ki bir dizesi ile yürekleri hoplatır veya gözleri yaşartırdı. Bir yazı ile anlatılamayacak kadar dopdolu olan Dilaver Cebeci'yi, ömrünü vakfettiği asil milleti (Pek tabii olarak) ismen tanımamıştı ama Türkiye'min şairi olarak milyonların gönlüne nüfuz etmişti. Mustafa Yıldızdoğan'ın o güzel sesiyle okuduğu "Baş koymuşum Türkiyemin yoluna/Düzlüğüne yokuşuna ölürüm/Asırlardır kır atımı suladım/ Irmağının akışına ölürüm" türküsünün de yazarıdır bu Dilaver Cebeci... Hayatında Türk-İslam dünyası vardı. Dahası Nizam-ı Alem ve İlay-ı Kelimetullah'tı. Türkçü ve Turancı'ydı. Doğduğu Kelkit havzasının insanlarına özgü mütevazılıktaydı. Amansız hastalık Dilaver Cebeci'yi aramızdan alıp götürürken, Türkistan'daki bütün kopuzlar sustu. O zamanların dili dolandı. Minareler boynunu büküp ezanlar saba makamında okundu. Dilaver Cebeci Hakk'a yürürken, Türklük çınarından düşen yaprağın nefesi ile irkildi gelmiş geçmiş ve gelecek tüm canlılar. "Sevdalıyım yangın yeri bu sinem/ Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem/ Pınarlardan su doldurur Eminem/Mavi boncuk takışına ölürüm Türkiyem" diyerek vatana olan sevgilerini haykırdılar.