Siyasi tarihimizin unutulmaz laflarından biri olan "Şu okullar olmasaydı, Maarif'i ne güzel de yönetirdik" anlayışı yine gündemde. Bu defa Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan geldi çetrefilli mantık silsilesi... Milletin Meclisi'nde telekulak konuşulurken inanılmaz tavsiyede bulunup dinlenmekten şikayetçi olanlara "Siz de konuşmayın" dedi. Böyle safiyane ve içten itirafa kim ne diyebilir ki? Devletin Bakanı, yasa dışı dinlemeyi önlemeye imkan olmadığını belirtip tek care olarak da konuşmamayı teklif ediyor. Hatta, kabulü yüksek yorumunu da ihmal etmeyip "Yasadışı bir faaliyetimiz yoksa, dinlenmekten de bir endişe duymamalıyız" diyebiliyor. Şaka gibi bu gerçekler karşısında söylenecek çok şey var. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlık ve egemenlik anlayışıyla ters düşmeme adına yutkunmak zorunda kalıyor insanlar! Hemen her şeyin yabancılar tarafından kontrol altında tutulduğu, karar ve uygulamaların dışarıdan gelen taleplere gore gerçekleştiği tazi daha da somutlaşıyor. Hukuksuzluk ve çürümüşlük de günden güne bu yüzden yaygınlaşıp kanser gibi her yeri sarıyor. Daha 20 sene önce "Konuşan Türkiye" sloganıyla siyaset yapılan Türkiye, bu şekilde "Konuşmayan Türkiye" haline dönüştürülüyor.