Tüm Türkiye olarak Milli Takımımız'ın da katıldığı Avrupa Şampiyonası'na kilitlenmiş durumdayız. Futbol büyük bir endüstri oldu. Teknolojinin gelişmesiyle dünya küçüldü. Bu organizasyona katılmamızla piyasada da canlılık oluştu. Arada kilometreler olsa da futbol burayı da sallıyor. Yalnız aynı şeyi futbolumuz açısından söylemek mümkün değil. Maç öncesi yaşanan bayram havası, Portekiz yenilgsiyle dağıldı ve üstümüze kara bulutlar çöktü. Milli Takım'ın hazırlık maçlarındaki performansı pek iç açısı değildi. Ama fazla üstünde durulmadı, neticede kupaya kısa bir süre kalmışken kimse moral bozucu olmak istemiyordu. Ama gerçeklerden kaçamazsınız. İşte Portekiz karşısında adeta duvara çarpmış gibi dağıldık. Skordan daha acı olan şey futbol olarak varlık gösterememizdir. Daha iki gün öncesine kadar biz kupada sonuna kadar gideceğiz iddiasıında olan bir Türk Milli Takımı sahada en ufak bir parıltı gösteremedi. Bunun suçlusu sadece sahadakiler ve saha kenarındakiler değildir. Ne yazık ki Milli Takım'ı destekliyoruz diye yapılanlar geri teptiği için bu duruma düştük. Medyadaki abartılı yazılar, beyanatlar; toplumda yaratılan hava milli takıma olumsuz yansıdı. Her şeye rağmen önümüzde çok zorlu iki maç daha var. Dört puanla gruptan çıkma hesabı yapmak, bu dakikadan sonra yanıltıcı olabilir. Özellikle Çekler'le oynayacağımız maça dikkat çekmek istiyorum. Portekiz karşısındaki gibi oynarsak, 2-0'lık mağlubiyeti bile mumla arama durumuna düşebiliriz.