Fenerbahçe onaltı sene sonra kavuştuğu şampiyonluğu ikinci ÜLKER kimliği ile kazandı. Basketbol basit oyundur yaşama dair bütün olaylarda olduğu gibi kazanandaimahaklıdır. Baş beri eleştirdiğim konular da ki haklılıklarını teker teker teslim edelim şampiyona. Öncelikle, ÜLKER grubu amiral gemisini Fenerbahçe olarak seçmekte ki haklılığını katmerledi. Sezon başında takımı, eş zamanlı Milli takım koçu Tanjeviç'e teslim etmekte haklı çıktılar. Sinir uçları açık, her biri ayrı bir klinik vaka, deneyimlisi yaş limitinin sonuna dayanmış, genci daha çok ham oyuncular topluluğunu, takım yapıp şampiyonluğu ulaştırmak her babayiğidin harcı değildi. Yıl içinde geldikleri sorunsal eşiklerinden, şark lobilerinde kolay koç harcanabilirdi. Bogdan'ın uluslararası deneyimi ve otoritesi badirelerden sıyrıksız atlamasını sağladı. Kazanları kaynamadan soğuk tutmasını becerdi. Yaptığı rotasyonları, oyunda kalma süreleriyle oynamaları bizimkilerden biri yapsa Dereağzı'nda bavulunu toplayamadan kaçardı. Koskoca Blatt'ın yaşadığı hüsrana yakından tanık olduğumuz sezonunenbaşarılıismikuşkusuzTanjeviç'dir. Şampiyonumuzu belirledik, kutlayalım ve gelelim Milli meselemize. Tanjeviç, "Millitakımkoçubütünsenetribündeoturmasın,takımçalıştırsınodaoyunculargibiformtutsun" şartımı yerine getirdiği gibi, "LigsezonubitinceenbaşarılıkoçaMilliTakım'ıverelimistimüzerinde,oyuncularıdaçokiyitanırkenogötürsüntakımı" savımı da kırdı. Zaten iyi kumarbaz olduğu söylenir. Federasyon Başkanı Turgay Demirel'in de elini kuvvetlendirerek Milli Takım koçluğu tartışmalarına noktayı koydu. Dikkat buyurun son nokta demiyorum. "NBA'cilerinikisibirdenfazladiğeroyuncularıotoriteleriilebozuyorlaragirerse", "2010'untakımınıhazırlıyorumdiyeoyunkurucukatliamıyaparsa", çılgın ve cesur yürek ÖmerOnan'ı takıma çağırmazsa gene karşısında bulacaktır. FenerbahçeÜLKER'in şampiyonluğu, aza kanaat eden birilerine ders, Milli Takım için hayırlara vesile olsun.