Birkaç gün önce Afrika'nın balta girmemiş(!) ormanlarında bir grup insanın bulunduğuna dair bir haber vardı. 'Bulunan' insanlar ok atıyorlardı ömürlerinde ilk defa gördükleri uçağa. Uçaktakiler de onların fotoğrafını çekmişti.
Bakın neler geldi aklıma... Bizim kavga ritüelimizin olmazsa olmazı 'taş' aranma sahnesidir. Kavga için karşı karşıya gelinir. Bir neden vardır. Mesela birinin trafikte önüne geçmiş zınnkk diye durmuşsunuzdur, yalandan nağme yapmışsınızdır; delikanlı bir milletiz kabaran damarımızı dizginlememiz mümkün olmayacaktır. O mümkünsüzlüğün içinde şöyle bir şey yaparız; "Daş yok mu laannn!"
O 'daş'la ne yapılacağı artık merak konusu olmaktan çıkmıştır. Bilinir ve biliriz ki; o 'daş'la rakibin ve kavgaya muhatap olan karşı tarafın kafası-gözü yarılacaktır. Bir minibüsçü için bu kavga aleti kenarında, şoför koltuğunun hemen yanıbaşında hazır bir şekilde bekletilen ve muhtemel ki mahallenin marangozunda tornadan geçirilmiş bir 'cennetten çıkma'dır; bazıları yani kavgaya aletsiz-edavatsız katılanlar için 'daş' olacaktır.
Eskiden olsa neyse; asfalt yok o zamanlar; Arnavut kaldırımları var, parke taşlar var, kazılmış çukurların yanında yığılmış biçimde duran 'daş' parçaları var. Kavga anında baktınız öfke çeperleri yetmiyor elayak kullanmaya hemen sert cisim aramaya çıkarız. Bulduk! Sonra?
Sonrası malum; kavganın diğer tarafı anasından doğduğuna pişman edilerek olay mahallinden bir biçimde kaçılır-çıkılır-gidilir. Varsa araca binilerek -o sinirle vites nerede, nasıl gaza basılır, debriyaj nasıl bulunur hep hayret etmişimdir- ya da koşarak.
Dönelim Afrikalı 'kaybolmuş!!!' kabilenin insanlarına. Bize özgü bir mevzuu zannederdim bu 'yabancıladığınsaldırmak istediğin' şeye eline ne geçerse fırlatmak.
İyi o ormandaki efendiler 'daş yok mu!!!' tribine girmemişler.
Gerçek bir hikaye anlatayım size; -başımdan geçti- Bir gün Karadeniz'e inmiş UFO'lar. Bir bölgeye; bir köyün yakınına. Bizimkileri sadece tarlanın gördüğü zarar ilgilendirir. Evet öyle olmuş tarla sahibi amca sarmış 'daş'a. Basmış elindekileri uçan dairenin camlarına. Akraba, eş, dost aradım ki; olay mahallinde neler oluyor doğru bilgi alayım. Bizimkilere bir şey olmuş mu öğreneyim! Bir de bu var. Olay mahallinde ne kadar eşdostakraba varsa ararız biz. Aynı kaza yerini gözetim altında tutarak ağır ağır seyreden trafik sakinleri gibiSaat gecenin yarısını taşlıyordu ben aradığımda. Sordum ki UFO görülmüş bizim memlekette ve dünya ayağa kalkmış. Siz gördünüz mü? Nasıl bir şeydi? Neye benziyordu? Size bir şey oldu mu? Telefonu açan ses aynen yanıtladı beni ve kapadı hemen; "Ufo mufo bilmiik biz gardaşım. Uyiik borda!"