Tuzla, İstanbul ilinin en güneyde bulunan ilçesidir. 1400 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır Tuzla. Tuzla'da yaşayan Rumlar, Lozan Anlaşması çerçevesinde Selanik, Kavala ve Drama'dan gelen Türkler'le yer değiştirmiştir. Bir mübadele bölgesidir yani. 80'lerin sonuna kadar balıkçılık ve çiftçiliğin bir arada sürdürüldüğü Tuzla'da sanayinin gelişmesiyle çiftçilik önemini yitirmiştir. Günümüzde Tuzla, tersanelere de ev sahipliği yapmaktadır. Tuzla'daki tersanelerde, önemli bir kısmı kötü çalışma koşulları altında olmak üzere, 24 bin 200 civarında işçi çalışmaktadır...
Ayrıca biraz tartışmalı da olsa Tuzla Belediyesi'ne göre F1 pisti ve Sabiha Gökçen Havalimanı da Tuzla sınırları içerisindedir. Merkezde İ.T.Ü. Denizcilik Fakültesi, kuzeybatıda Piyade Okulu ve Güneyde Tuzla Burnunda ise Deniz Harp Okulu bulunmaktadır. Ayrıca Sabancı Üniversitesi de Tuzla sınırları içerisindedir. Günümüzde Tuzla'nın en büyük sorunu, endüstri kuruluşlarının ve belediyenin arıtma tesislerinin yetersiz kalması ya da çalıştırılmaması ve bu konuda gerekli denetimlerin yapılmaması nedeniyle toplum sağlığını tehlike edecek boyutlardaki çevre sorunudur. İlçe halkının solumak zorunda kaldığı kötü kokulu kirli hava Tuzla'da hayatı olumsuz etkilemektedir. Tuzla Tershaneler Bölgesi'nde yer alan özel tershanelerdeki işçi ölümleriyle gündemden düşmeyen ilçe, Tuzla Belediyesi'nin Koruma Kurulu kararlarını kaale almadan sürdürdüğü, asırlık çınar ağaçlarına zarar verilen Ayazma'daki tesis inşaatıyla da bilinir olmuştur.
İnternet ortamında verilen bilgiler bunlar Tuzla için. Coğrafyanın kanayan yarası olmuş bir bölgedir Tuzla. Bunu da biz ekleyelim bilgiler arasına.
Demek önce balıkçılık ve çiftçilik varmış Tuzla'da. Sonra Ayazma'daki çınar ağaçlarını kesmişler. Çınar ağacı kesmişler Tuzla'da... Çınar ağacı vefa demektir, tarih demektir, soyluluk demektir...
Ne oluyor bu Tuzla'da? Soru çok kifayetsiz değil mi? Neler olduğunu bilmiyoruz sanki... İş düzenleme yasalarının yetersizliği ve güvencenin olmayışı yüreğimizin yarasıdır. Olan budur Tuzla'da. İki kuruşluk değerimiz yok demektir Tuzla. Değersizleştirmenin bir diğer adıdır artık; Bergama'dan Kaz Dağları'ndan başlayan bir vurdum duymazlığın adıdır.
Ve Tuzla'da çınar ağaçlarını kesmişler... Ağaç kesen baş kesermiş... Gelişecek ve yetişecek olanı... Umudu, bir filiz gibi serpilip gelişecek olanı...
Gökyüzü durmazmış başının üstünde ağaç kesenin...
Çınar ağacını kestiniz öyle mi?