Başbakan Erdoğan kürsüde konuşmayı çok seviyor.
Konuştukça da konuşuyor.
Bıraksalar saatlerce anlatacak.
19 Mayıs törenlerine katılamayacak kadar rahatsız olduğu "gözünden" belli oluyordu görüldü ama o havadan çok çabuk çıktı. GAP açılışı görkemliydi, hemen ardından da partisinin interaktif etkinliklerine katılmaya başladı.
Erdoğan, yapılmış veya yapılacak bir işi kürsüde anlatırken, "Filanca bakanım, feşmekan bakanım" demeyi seviyor.
"Benim sevgili bakanım" anlamında...
Sahiplenircesine... Ama aynı zamanda da kendi "erk ve kudretini" anımsatırcasına...
***
Bu tarz bir yaklaşımın ilk bakışta sakıncası yok gibi görünüyor, kişisel bir tarz ve hissediş gibi duruyor.
Ama bunu bakanların nasıl algıladıkları konusu önemli...
***
Mesela genç bakanlardan Ali Babacan'ı ele alalım.
Babacan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Dışişleri Bakanı...
Bana kalırsa bütün dünyada en önemli bakanlıklardan sayılır Dışişleri Bakanlığı.
Diplomatik bir görevdir, bütün dış dünya ile ilişkileri yürütür, ne hata ne gaf kaldırır, atılan her adım, sarf edilen her söz Türkiye'yi göbeğinden bağlar.
Ne İçişleri, ne Maliye Bakanlığı'na benzer.
Tevil imkanı yoktur.
Anlaştık mı, anlaştık.
***
Ne demiş Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan en son?
Brüksel'de, Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'nda kürsüye çıktı, birçok konunun yanı sıra, şunları söyledi:
"Avrupalılar'ın söylediği gibi, Türkiye'de sadece gayrimüslimler değil Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor."
Gözünüzde canlandırın.
Bir Avrupa toplantısı...
Kürsüde, Türkiye'nin Dışişleri Bakanı konuşuyor. Ve diyor ki: Ülkemde, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerini yaşayamıyor.
***
Ben de diyorum ki:
Türkiye'de Müslümanlar dini özgürlüklerini tepe tepe yaşayabiliyorlar.
Dini özgürlükten kasıt türban ise sokaklar, çarşılar hatta 'fitness center'lar, jimnastik salonları bile türbanlılarla doldu.
Üstü açık Amerikan arabalarında türbanlı genç kızlar turluyorlar.
Gerisi demagojidir.
Fakat bundan da önemlisi, bir dışişleri bakanının ülkesini Avrupa'da Avrupalılar'a şikayet etmesidir. Üstelik nahak yere!
Bu yüzden işte sormak ihtiyacı hissettim.
Babacan, Türkiye'nın Dışişleri Bakanı mıdır, yoksa Başbakan'ın bakanı mıdır?
Sayın Erdoğan bu "Bakanım" söylemini terk etse iyi olacak, çünkü gençler yanlış anlıyorlar.